| Ama bu gece şu salona bir göz attın mı? | Open Subtitles | أتّفق معك. ولكن هل ألقيتَ نظرةً على هذه الغرفة اللّيلة؟ |
| Bir daha şaşırtıcı bir sağlık manşeti gördüğünüzde raporunu verdiği bilime bir göz atın. | TED | في المرة القادمة التي ترى فيها عنوانًا طبيًا مفاجئًا، ألق نظرةً على الدراسة التي يُقدم تقريرًا عنها. |
| Bence şuna bir göz atmalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب عليكِ أن تٌلقي نظرةً على هذه |
| Hâlâ anlamakta zorlanıyorsanız tamamen farklı bir probleme bakalım. | TED | إن ما زال ذلك صعبٌ استيعابه، لنلقي نظرةً على مشكلةٍ مختلفةٍ قليلًا. |
| 18.yüzyıl Japon şairi Issa'nın şu haikusuna bakın: | TED | ولنلقِ نظرةً على قصيدة شاعر القرن الثامن عشر الياباني إيسا والمعروفة بالهايكو: |
| Bir gidip bakacağım da. | Open Subtitles | سأذهبُ إلى هنالكـَ بنفسي وألقي نظرةً في الجوار |
| Bir de gelmişken çalışıyor mu diye panjurunuza bakmak istiyordum. | Open Subtitles | وأُريد أن أُلقي نظرةً على ستائر نافذتكِ لأتأكد أنّها سليمة |
| Bir iki dakikalığına oraya gidip bir kontrol etmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | معَ شيءٍ لَم يُمكنني مُساعدتهُ بِه رُبما عليكَ أن تذهَب و تُلقي نظرةً عليه لبِضعَة دقائِق |
| İşte bu benim oğlum. Kesinlikle göz atacağım. Ve sonra birisini arayacağım. | Open Subtitles | هذا هو ابني، سألقي نظرةً عليها، بالطبع ثم سأتصل بأحداً ما |
| Bana bir iyilik yapıp şu cesede göz kulak ol. | Open Subtitles | ويَلقي نظرةً فاحصةً على دي. بي . شكراً لكم. |
| Pekâlâ ama önce soru listesine bir göz atmalıyım. | Open Subtitles | حسنٌ، لكنّي مضطرّة لألقي نظرةً على قائمة الأسئلة أوّلًا. |
| O halde çevreye bir göz atmamda bir sakınca yoktur? | Open Subtitles | إّاً، فلن تمانع لو ألقيت نظرةً على ملكيّتك ؟ |
| Yarana bir göz atmamı istemediğine emin misin? | Open Subtitles | أواثقٌ أنّك لا تريدني أنْ ألقي نظرةً على ذلك؟ |
| Her ne sikimse onlar bir göz atacaklar sen duvara asacaksın. | Open Subtitles | سيقومون بإلقاء نظرةً عن ما علقتهُ بذلك الجدار |
| Uri Hasson: Tamam şimdi beyinlerinize bakalım ve bu tarz hikâyeler dinlerken neler olduğunu görelim. | TED | حسناً، دعونا الآن نلقي نظرةً داخل أدمغتكم ولنرى ماذا يحدث عند استماعكم إلى هذا النوع من القصص. |
| Şimdi de dünyanın en büyük ülkelerine bir bakalım, hedeflere ulaşıp ulaşamayacağımızı en çok etkileyecek olan ülkelere. | TED | دعونا نلقي نظرةً على أكبر الدول في العالم، والتي ستتأثر كثيرًا سواءً حققنا أهداف التنمية أم لا. |
| Yönetim kuruluna bakın. Tanıdık bir isim var mı? | Open Subtitles | ألقِ نظرةً على مجلسِ الإدارة هل يبدو أيٌّ من الأسماءِ مألوفاً؟ |
| Şimdi yaranıza bakacağım, tamam mı? | Open Subtitles | سيّدي ، أحتاج أن ألقِيَ نظرةً على جُرحِكَ ، إتفقنا ؟ |
| Yeniden yapılandırma için yeterli damar var mı diye bakmak için. | Open Subtitles | كي نلقي نظرةً واضحةً على الأوعية ونتأكد أنّ لدينا ما يكفي لإعادة البناء |
| Ameliyathane listesinin tekrar kontrol edilmesi gerek. | Open Subtitles | لجنة غرفة العمليات بحاجه لمن يلقي نظرةً عليهم |
| O çocuğun yüzüne bir kere baktım ve her şeyin bir felaket olacağını biliyordum. | Open Subtitles | أخذتُ نظرةً واحدةً على وجه الطفل وعرفت الكارثة التي ستحل |
| - Doktor, benim için bu grafiğe bakabilir misin? | Open Subtitles | دكتورة، هل لّكِ أ، تلقي نظرةً على هذا الملف لأجلي ؟ |
| Tamam, tamam, dur sana bir bakayım. | Open Subtitles | حسن, دعيني ألقي نظرةً عليك حسن, وجه جديد |
| Bazen gözlerinin içine bakıyorum ve tanımadığım bir bakış yakalıyorum. | Open Subtitles | أنظر في عينيه أحياناً فأرى نظرةً لا أعرفها. |
| Fakat, bir saat kadar etrafa bakmamın bir zararı olmaz. | Open Subtitles | لكنه لن يضر إن أخذنا نظرةً في الجوار لساعةً أو نحو ذلك |