Kendi bakış açılarına göre, Doktor McKay çok cömert davranıyorlar. | Open Subtitles | من وجهة نظرهم يا د. مكاى إنهم يبدون كرما زائدا |
Çünkü insanlarla nedenler hakkında etkileşime geçtiğimizde biliyorum ki bu onların bakış açısını ve yaklaşımını değiştirecektir. | TED | لأنني الآن أعرف أنه عند إشراك الناس في السبب، فإنك تتحدى وجهة نظرهم وتغيّر مواقفهم. |
Onların bakış açısını anlamanız için size yardım etmeye çalışayım. | TED | ودعوني أحاول مساعدتكم على فهم وجهة نظرهم. |
Fakat süpriz bir tür değildi. Ben dünyanın her bir tarafına seyahat etim. onları ziyaret ettim, çünkü onların gözünde herşeyden sonra, ünlü bir Qing hanedanının askeri kahramanı. | TED | لكنهم لم يكونوا مندهشين بأني سافرت عبر العالم لزيارتهم ، لأنه في نظرهم هو ، بعد كل شيء ، بطل عسكري من سلالة كينغ الشهيرة. |
Rakiplerinin motivasyonlarını ve görüşlerini öğrenmelisin. | TED | وعليك أن تعرف ما هي دوافعهم ووجهات نظرهم. |
Ama o orospu çocuklarından biriyle karşılaştığım an bana karşı o bakışları tüm hissettiğim, nefret, öfke ve atlatamıyorum. | Open Subtitles | ولكن لحظة إقترابي... من أحد هؤلاء الحقيرين... و أرى طريقة نظرهم إليَّ... |
Teyla ve Ronon'a söyle, gözlerini onun üzerinden ayırmasınlar. | Open Subtitles | أخبر تايلا ورونن أن لا يتركاه أن يغيب عن نظرهم |
Benimle aynı fikirde olmayan en zeki insanları bularak bakış açılarını anlamak istedim veya onların benim bakış açımı zorlamalarını istedim. | TED | أردت أن أجد أكثرالناس ذكاء ممن قد يختلفون معي في محاولة لفهم وجهة نظرهم أو جعلهم يفندون وجهة نظري. |
Yüzde 60'ı bakış açılarının bir noktada birleştiği görüşündeydi. | TED | واتفق ستُّون بالمائة على حدوث تقارُب في وجهات نظرهم. |
İnsanların bana anlattığı şeylerin büyük bir kısmı kesinlikle gerçek ancak kendilerinin şu anki bakış açılarına göre. | TED | معظم ما يتمّ إخباري به هو بالطبع صحيح، لكن من وجهة نظرهم الحالية. |
Ve etrafımızda olanlar da daha eğitimli hâle gelir, farklı bakış açılarına karşı daha açık ve daha hoşgörülü olurlar. | TED | وأولئك الذين يحيطون بهم يصبحون بدورهم مثقفين أكثر، وأكثر انفتاحًا وتسامحًا مع وجهات نظرهم المختلفة. |
Başkalarının sorunlarını ve bakış açılarını anlamak için elimizden geleni yapmıyoruz. | Open Subtitles | إننا لا نحاول بما يكفي في هذا العالم فهم مشاكل الآخرين ووجهة نظرهم |
Ama arayışın radikalliği yaşama bakış açılarını değiştirecek. | Open Subtitles | ..لكن جذرية هذا الحل سوف تقوم بتغيير وجهة نظرهم تجاه الحياة |
Moore'un teorisine göre, bireye bakış açısına tezat bir tutum sunulduğunda ihtilafa düşüp yaklaşma-kaçınma mekanizması geliştirir. | Open Subtitles | تفترض نظريه مور بأن المواضيع عندما قدّمَ بالدليلِ العدائيِ إلى وجهةِ نظرهم العالميةِ، واجهْ تعارضاً غير ِ مترابط |
Karşılarında sadece onların bakış açısını tekrar eden papağanlar istiyorlar. | Open Subtitles | هم فقط يُريدونَ وجهةَ نظرهم ظهرِ الخاصةِ p rroted فيهم. |
Onların gözünde asker değil, asiyiz. | Open Subtitles | من وجهة نظرهم نحن لسنا جنودا،بل متمردون |
İnsanların gözünde Pittsburgh'lu bir müteahhidin kızıyım sadece. | Open Subtitles | انا لست الا بنت مقاول من "بيتسبرج" في نظرهم |
Ve onların gözünde sonsuza kadar muhtemelen bu şekilde kalacağım. | Open Subtitles | ربما أكون كذلك في نظرهم للأبد |
Bu insanların görüşlerini kendi kararlarınızla birleştirebilirsiniz, bu da kararlarınız daha etkili ve kalıcı olacak anlamına geliyor." | TED | سوف تدخل وجهات نظرهم في قراراتكم التي سوف تتخذونها وهذا يعني ان قراراتكم سوف تكون مؤثرة اكثر ومقنعة اكثر |
Amerika karşıtı görüşlerini güzel Kanada mutfağı eşliğinde biraz daha sorgulamak istedim. | Open Subtitles | قررت إستكشاف أبعد لوجهات نظرهم المعادية للأمريكان على مطبخ كندي رفيع |
İyi bir öğretmen onlara kendininkinden başka görüşlerini de göstermeli. | Open Subtitles | المدرس الرائع من المفترض أن يريهم أنه هناك وجهات نظر أخرى غير وجهات نظرهم |
- Sana olan bakışları mı? | Open Subtitles | طريقة نظرهم إليك؟ ماذا؟ |
- Bütün bakışları bize çevireceğim. | Open Subtitles | -سوف أجذب نظرهم إلينا . |
Niyetini eyleme geçirmek için tek isteğin tanrılardan bir işaretse gözlerini dört aç. | Open Subtitles | إنها دلالة من الآلهة بإنهم يخضعوننا تحت نظرهم |