Kurbanlarından birkaçının kalıntısını burada sakladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظنّ أنّه أخفَ رفات واحد أو أكثر من ضحاياه هنا |
Hayır, böyle bir konuşma geçmedi. Buraya yakın bir yerde kaldığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسنًا ، نحن نظنّ أنها تعيش بالقرب من هنا |
Ağır bir alerjik reaksiyonun vücut sistemlerinin çökmesine neden olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظنّ أنّ تفاعلاً حساسيّاً حادّاً قد يكون سبّب انهياراً جهازيّاً |
Sürücüsünün ormandan girip kestirmeden yola çıkmış olabileceğini düşündük. Kontrol ettik. | Open Subtitles | نظنّ أنّ السائق قد مشى في الغابة، وإختصر إلى طريق الولاية، لذا فإننا تحققنا منه. |
taklitçi katilin o olduğuna inanıyoruz. vagondaki kurbana saldıran. | Open Subtitles | نظنّ بأنّه مطبّق عدالة مدّعٍ هاجم ضحيّة المقطورة |
Onun kirli bir narkotik dedektifi olduğunu düşünüyorduk. Meğer aynı zamanda bir psikopatmış. | Open Subtitles | كنّا نظنّ أنّه مُجرّد مُحقق قذر بمُكافحة المُخدّرات، لكن اتّضح أنّه مُختلّ عقلياً أيضاً. |
Sizde Rhodococcus equi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظنّ أنّ لديكَ مكورات الخيل الحمراء عدوى من الخيل |
Annenin Concordia'yı istilasına geçiş aşaması olarak kullanacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظنّ أنّ والدتكِ ستستخدمه لتنظيمِ عمليّة اجتياحها. |
Bu sabah Vermont'taki evinden kaçırıldı bunu bir şekil değiştirenin yaptığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | ''اختُطفَ من منزله في ''فيرمونت صباحَ اليوم. و نظنّ أنّ متحوّلاً مسئولٌ عن ذلك. |
Uzaylıların Işıklılarını araçlarımızın motorlarından çıkan ısıyı fark etmesi için yeniden ayarladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نظنّ أنّ الفضائيين قاموا بإعادة تقويم مركباتهم. لإستشعار الحرارة الصادرة من شاحناتنا. |
Günümüzde, çevremizde birçoğunuz gibi, buradakilerin tamamı gibi, benim gibi iyi giyimli, eğitimli kadınlar görüyoruz ve dünyanın değiştiğini düşünüyoruz fakat bu dışsal değişiklikler son derece yanıltıcı çünkü içsel olarak değişmedik. | TED | في الوقت الحاضر، نرى نساء متعلمات جميلاتٍ مثل العديد منكن في هذه الغرفة، كلكنّ في هذه الغرفة وأنا أيضا. نظنّ أن العالم قد تغير لكن هذه التغييرات الخارجية مضللة للغاية، لأننا من الداخل لم نتغير |
Ve ona bu adamın yardım ettiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | و نظنّ أنه تمّ مساعدته... من قبل هذا الرجل ... |
Peki, Tobinlerin parayı nereye sakladıklarını bildiğimizi düşünüyoruz. | Open Subtitles | - نحن نظنّ أننا نعلم المكان الذي يخبيء فيه عائلة توبن المال |
Fillmore'un usta tamircilerin yeri şeklindeki şöhretini kullanarak, her tür erkeği çekebileceğimizi düşünüyoruz. | Open Subtitles | لكن نحن نظنّ بحفاظنا على سمعة "فيلمور" كـ مكان لميكانيكيين محترفين بإمكاننا بالواقع جذب الرجال من كل الانواع |
Sızıntının arkasında kimin olduğunu düşünüyoruz peki? | Open Subtitles | إذن، من نظنّ أنّه خلف التسريب؟ |
İçme suyu ya da toprak yüzünden olduğunu düşündük. | Open Subtitles | كنّا نظنّ أنّها مياه الشرب أو التربة. |
Bunun o kavanozlarla ilgisi olduğunu düşündük. | Open Subtitles | نظنّ إنّ لذلكَ علاقة بالمرطبانات |
Bu yüzden evlenme temalı oyuncaklarla ilgilenen ebeveynlerin çok ilgisini çekeceğine inanıyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن نظنّ أن ذلك سيجذب أولياء الأمور المهتمون بالدمى المبنيّة على الزواج |
Dünyalıların tehdit olduğunu düşünüyorduk. | Open Subtitles | نحن نظنّ بأنّ الأرضيون خطرٌ علينا |
Günlük korku dozları. Gelen felaketin ekolojik olduğunu sanıyoruz, ama, hayır sorun, politik. | Open Subtitles | جرعة رعب يوميّة، نظنّ أنّ الكارثة القادمة ستكون بيئيّة |
Öyle düşünseydik buraya kadar gelmezdik. | Open Subtitles | لو كنا نظنّ ذلك لما كنا لنأتي إلى هنا أليس كذلك ؟ |
Bunu bilmiyormuş, demek ki sandığımız kadar deneyimli değil. | Open Subtitles | لم يكن يعرف ذلك، ممّا يعني أنّ لديه خبرة أقلّ ممّا كنا نظنّ. |