Beynin onarımında rol aldıklarını düşünüyoruz çünkü beyin lezyonlarının olduğu bölgelerde daha yüksek yoğunlukta bulunduklarını gözlemledik. | TED | نعتقدُ أنها تشارك في إصلاح الدماغ لأنه وجدناها في تركيز عالٍ قريبة من كدمات الدماغ |
İkinci nedense şu: ABD'de sorunumuzun olmadığını düşünüyoruz. | TED | السبب الثاني هو: نعتقدُ أن المشكلة قد تم حلها هنا في الولايات المتحدة. |
Çok fazla önemli soru olduğu ortada, fakat bence şu şekilde güzel bir başlangıç yapılabilir: Bir çocuğun gelişen zihni ile gelişen bedeni arasındaki ilişkinin ne olduğunu düşünüyoruz? | TED | هناك من الواضح العديد من الأسئلة المهمة، ولكن أعتقدُ أن ما يأتي هو المكان الجيد للبدء: ما هي الصلة التي نعتقدُ أنها موجودة بين نمو عقل الطفل ونمو جسمه؟ |
İnanıyoruz ki Dünya'daki yaşam ilk 500 milyon yıldan sonra başladı ve şu an geldiğimiz noktaya bakın. | TED | نحنُ نعتقدُ أن الحياة بدأت هنا على الأرض، منذ أول 500 مليون سنة، وانظروا أين نحن الآن. |
GR: Off-shore dünyası hakkındaki temel bilgilerin topluma açılması gerektiğine inanıyoruz. | TED | جيرارد: نحنُ نعتقدُ بشدة أن المعلومات الأساسية حول عالم الحسابات في الخارج يجب أن تصبح علنية. |
Bizce sicim bunu sembolize ediyor. | Open Subtitles | وهو الشخصُ الذي يتولى قطعُ خيطِ حياتك لحظة موتك نعتقدُ وبشدة أنَّ هذا هو ما تمثلهُ تلك الخيوط |
Z'lerin çaldıkları genleri bu boşluklara yerleştireceklerini sanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقدُ أنّ الزائرين يخطّطون لملءِ ذاك الفراغ بخليطٍ من مورّثاتٍ قد سرقوها. |
Bypassın başarısız olmasına, karınızın yüksek tansiyonunun sebep olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقدُ أنّ ضغطَ الدَّمِ العالي لدى زوجتك هو ما أدّى إلى فشلِ المجازة |
- Bir şeyler oldu. Seninle alakalı olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | ثَمّة أمرٌ يحدث و نعتقدُ أنّ له علاقةً بك |
Bir şekilde onun da bu olayı çözdüğünü ve Angelina'nın kardeşlerini de intikam için öldürdüğünü düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقدُ بأنهُ قد عرِفُ بأنها متورطُة بالأمر لمقتلِ أخويه فقامُ بقتل أخويها للأنتقام |
Lakin bir süre sonra, bu adamın ajansı terk ettiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | لكن عند مرحلةٍ ما، نعتقدُ أنّ هذا الرّجل غادر الوكالة. |
Pentagon'dan birinin, özel kaynak kodlarını içeren dizüstü bilgisayarını bir Çin şirketine sattığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقدُ أنّ أحدًا داخل البنتاجون قد باع حاسوبًا محمولًا مُحتويًا على بعض من شفرةِ المصدر لشركةٍ صينيّة. |
Çikolataların o sicimle sarıldığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعتقدُ بأنَّ علبة الشوكولاته قد تم تغليفها وحزمها به |
- İntikam olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعتقدُ بأنَّ هذا كلهُ ناجمٌ عن روحِ الإنتقام |
Şüphelinin bir süredir sizi izlediğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعتقدُ بأنَّ المشتبهُ بهِ كان يتلصصُ عليكـ |
İnternetten birine, yerel birine ulaştığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقدُ أنها أتصلت بشخص عن طريق الانترنت، شخصُ من هذه المدينة |
Ajansın, bu adamı ülke içindeki operasyonların üstünü örtmesi için kullandığına inanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقدُ أنّه هو الرّجل الذي تستخدمه الوكالة في تنظيف العمليّات المحليّة في الخفاءِ. |
Yatırımcılardan onu öldürttüğüne, bizimkini de onun için tuttuklarına inanıyoruz. | Open Subtitles | خسر أموال مستثمريه. نعتقدُ أنّ أحدهم قتله، أوّ عيّن شخصًا ليتمّ القتل. |
Birinin sizi öldürmek için kiralık katil tutuğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | . نعتقدُ أنّ شخصاً قد استأجر قاتلاً لأجلكِ |
Bunun bir suikast değil, kaçırma girişimi olabileceğine inanıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعتقدُ يا سيدتي أنَّ هذهِ قد كانتْ محاولةُ خطفٍ |
Bizce en yüksek fiyat veren müşteri için çalışıyor. | Open Subtitles | نعتقدُ أنّه يبيع خدماته للعارضِ الأعلى. |
Biyolojik silah üzerinde çalışan İslami bir grup olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعتقدُ بأنَّ هنالكَـ مجموعةً دينيّة تعملُ في تجهيزِ أسلحةً بشريةٍ بيولجية |