Ben derim ki, paraları, bu fikri çldığın Pkistanlı kadına verelim. | Open Subtitles | أقول نعطي المال إلى أن امرأة باكستانية كنت سرق الفكرة من. |
İş dünyasında ise biz kazanalım diye başkalarını feda etmeye istekli insanlara bonuslar veriyoruz. | TED | في مجال الأعمال، نعطي منحا لأشخاص مستعدين للتضحية بالآخرين لعلنا نفوز. |
Kullanıcılara twitlerine fotoğraf ekleme seçeneği vermek istedik. | TED | أردنا أن نعطي المستخدمين القدرة على إضافة الصور في تغاريدهم. |
Aynen dediğin gibi, jüriye taraflı tutum alacakları başka birini vermeliyiz. | Open Subtitles | كما قلت, يجب ان نعطي لجنة المحلفين شخصاً اخر تتحيز ضده |
Kulisteyken bir cevap veririz ki bu düşündüklerini doğrular | TED | وحين نكون وراء الكواليس، نعطي جوابا يجعله يبدو كذلك. |
Pilate'a, emperyalist Roma'yı parçalaması için iki gün vereceğiz eğer kabul etmezse, karısını öldüreceğiz. | Open Subtitles | نعطي بيلاطوس يومين لتفكيك الدوله الرومانيه الأمبرياليه وأن لم يوافق على الفور, سنعدمها |
İşte bu yüzden son sıradayız, çünkü oynamaya değer vermiyoruz. | TED | و لهذا فنحن متأخرون. لأننا لا نعطي قيمة للعب. |
Meşhur bir suikastçıya niye dolu bir silah verelim ki? | Open Subtitles | لماذا عسانا ان نعطي سلاح ممتلئ لقاتل سيء السمعة ؟ |
Diyorum ki, robotlara daha fazla iş verelim ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım. | TED | أقول، دعونا نعطي المزيد من العمل إلى الروبوتات، ودعنا نبدأ بالعمل الذي نكره تمامًا. |
En çok gelecek vaat eden start-up'lara -ister erkek ister kadın tarafından yönetiliyor olsun- büyümeleri ve gelişmeleri için bir mücadele şansı verelim. | TED | دعونا نعطي الشركات الناشئة الواعدة بغض النظر أن كانت مدارة من قبل النساء أو الرجال، فرصة ليكافحوا وينمو |
Her antibiyotik kullandığımızda, bakteriye inşa ettiğimiz koruma sisteminin kodunu kırması için milyonlarca şans veriyoruz. | TED | في كل مرة نستخدام مضادا حيويا، نعطي البكتيريا مليارات الفرص لفك الرموز الدفاعية التي شيدناها. |
Bu değerlere biz niçin önem veriyoruz sebebi de bunların diğer insanlar ile rekabette bizi daha iyi yapmış olduğudur - onlar pozisyonel olarak metadır. | TED | السبب الذي يجعلنا نعطي لهذه السمات أهميّة كبرى هو أنّها تجعلنا في أفضل حال لمنافسة الآخرين إنّها سلع تحدد وضعنا. |
Eğer o sizin istediğinizden saparsa, riske öncelik veriyoruz, sadece yenisini değil eskisini de değerlendiriyoruz. Onu tamir ediyoruz. | TED | وحين يتحول عما تريده، نعطي الأولوية للمجازفة، ونقيم ليس فقط الأشياء الجديدة، بل القديمة كذلك. نصلحها. |
Bu fikirleri bir araya koyunca üçüncü fikir, robotlara esasen oluşturmaları gereken şeklin matematiksel tanımlarını vermek. | TED | لو قمنا الآن بوضع هذه الأفكار سوية، فالفكرة الثالثة هي أننا نعطي هذه الروبوتات وصف رياضي للشكل الذي عليها إنشائه. |
Bu konuda ne yapmalıyız? Açlara yiyecek vermeliyiz. | TED | ماذا نفعل معها؟ علينا أن نعطي الطعام للجوعى. |
Düzeltmelerimizi doğrudan yazara değil, editöre veririz. | TED | لاحظوا أننا لا نعطي تعديلاتنا مباشرة للمؤلف، لكن للمحرر. |
Peki, şimdi anneme mektubu veriyor muyuz yoksa babam gelene kadar bekleyip ona çifteliyi mi vereceğiz? | Open Subtitles | إذن، هل نعطي أمي الرسالة الآن.. ؟ أو ننتظر أبي حتى يأتي للمنزل ونعطي الرسالة لهم.. |
Saat neredeyse beş oldu ve bu saatten sonra yeni randevu vermiyoruz, o yüzden başvurunuza bu damgayı vuracağım. | Open Subtitles | للأسف قربت الساعة الخامسة لم نعد نعطي مواعيد سأختم طلبك الأن |
Bu göt verenlere istedikleri zaman şehirlerimizde kitlesel paniğe yol açma hakkını veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نعطي الفرصة لهؤلاء السفلة لإرعاب مدننا بأي وقت يحلوا لهم |
Ve biz bu canavara bir çocuk verip vermemeyi tartışıyoruz! | Open Subtitles | ونحن نناقش هل نعطيه ام لا نعطي هذا الوحش طفلاً |
Tifo aşısına ek olarak gitmeden önce ona bir direnç artırıcı hap veya iğne verebiliriz. | TED | بالإضافة إلى لقاح التيفوئيد، يمكن أن نعطي المريض لقاحًا لتعزيز المرونة قبل أن يذهب. |
Kïyafetleri hayïr kurumuna vermeye ne dersin? | Open Subtitles | الذي تقولة بأننا نعطي الملابس إلى مؤسسة النية الحسنة؟ |
Yani ötenaziye karşıyım, fakat kontrolü insanlara geri vermemiz gerektiğini düşünüyorum. | TED | لذا أنا ضد القتل الرحيم، لكن أعتقد أنه يجب ان نعطي الأشخاص بعض من السيطرة. |
İnsanlara sınırlama olmadan başarmaları için fırsat verdiğimiz zaman, bu onlara kişisel tatmin ve başarılı bir hayat sağlayacak. | TED | عندما نعطي الناس فرصة للنجاح بلا حدود، فإن ذلك من شأنه أن يؤدي إلى تحقيق الذات وإلى حياة مزدهرة. |
Bizi rahat bırakacağına söz verirse Bay Linoge'a istediğini verecek miyiz vermeyecek miyiz? | Open Subtitles | هل نعطي او لا نعطي السيد لينوج الذي يريده مقابل ان يتركنا بسلام |
Eğer insanlara, hapşurdukları için antibiyotik verirsek bir işe yaramaz; çünkü onlar virüs. | Open Subtitles | نحن نعطي الناس مضادات حيوية من أجل الرشح لكنها لا تقضي على الفيروسات |