"نفعلهُ" - Traduction Arabe en Turc

• işimiz
• yaptığımızı
• yaptığımız
• yapmamız
• yapıyoruz biz

Çalışanlarım çok sık cinayet mahallinde bulunur. İşimiz bu.
و جماعتي يدخلون لمسارح الجرائم هذا ما نفعلهُ

Burada ne işimiz var patron? Başladığımız yere geri döndük yine.
ما الذي نفعلهُ هُنا يا زعيم لا أفهم لقد عُدنا من حيث بدأنا.

Belki, biraz ara vermemiz ve ne yaptığımızı tekrar değerlendirmemiz gerektiğini söylemen.
كما تعلم، ربما أقول أننا بحاجة إلى الهدوء قليلا نُراجع ما نفعلهُ.

Ne yaptığımızı bilmiyorken topluluğu mühürledik ve başımıza neler geldi.
لقد ربطنا تلكَ الدائرة من دونِ دليل على ماكنا نفعلهُ وانظري ماذا حدثَ

Tek yaptığımız oturup televizyon izlemek ve hangi restoranttan kuponun varsa oranın yemeklerini eve getirtmek.
كلُّ ما نفعلهُ هو أننا نشاهد التلفاز، نأكل الأكلات الخفيفة التي اشتريتها بقسيمة مجّانية.

Durum çok kötü, farkındayım ama tam anlamıyla beraber olmasak bile bu işi beraber yapmamız hoşuma gitti.
أعلم أن هذا سيئاً.. لكنهُ نوعاً جيداً أننا نفعلهُ سوياً رغم أننا لسنا معاً.

Ama ilişkimiz için, benim için, babana karşı gelemiyorsan, bu durumda ne yapıyoruz biz?
اذا لم تستطيعي الوقوف أمام "والدكِ" من أجل علاقتنا, من أجلي فما الذي نفعلهُ ؟

Hâlâ burada ne işimiz olduğundan emin değilim.
مازلتُ لستُ متأكدًا بشأن ما نفعلهُ هنا

- Salonda ne işimiz var yahu?
ما الذي نفعلهُ في غرفة الجلوس، هنا؟

- Burada ne işimiz var?
ما الذي نفعلهُ هنا بحق الجحيم ؟

- O halde burada işimiz ne?
مالذي نزال نفعلهُ هُنا بحقِّ الجحيم؟

Burada ne işimiz var?
ما الذي نفعلهُ هُنا ؟

Şu anda ne yaptığımızı düşünüyorsun, bir evin içinde yürüyoruz.
هل فكرتَ للحظات , ما الذيّ نفعلهُ هنا الآن ؟ نحنُنتمشىبداخلالمنزل.

Şimdi ateşlenmeye hazır. Burada ne yaptığımızı anlıyorsun, değil mi?
هذه مجهزة الآن، أتفهمون مالذي نفعلهُ هنا، اليس كذلك؟

O sabah ne yaptığımızı hatırlıyorsun, değil mi?
تتذكرين مالذي كنّا نفعلهُ بذلك الصباح صحيح؟

Doktor burada ne yaptığımızı bilmiyor.
ليس للطبيبِ أدنى فكرةً عن ما نفعلهُ هنا كلَّ يومٍ

İleriyi düşünme denir. Bizim yaptığımız bu.
هذا ما يسمى بتسبقِ الخطوات وهذا ما نفعلهُ على الدوام

Ya da belki bizim yaptığımız gibi yapmıştı.
أو ربما كانَ يفعل ، ما نفعلهُ.

Hiç yaptığımız şeylerin yanlış olduğunu düşünmüyor musun?
ألم تشعري أبداً أنّ كلّ ما نفعلهُ هنا... خاطىء؟ ..

yapmamız gereken şeyin bu olduğuna emin misin?
أمتأكدة أن هذا ماعنيتية ومن المفترض أن نفعلهُ

- Dana. - Burada ne yapıyoruz biz?
مالّذي نفعلهُ هنا ؟