"نقبض عليه" - Traduction Arabe en Turc

    • Onu içeri
        
    • Onu yakaladığımda
        
    • Onu yakalayacağız
        
    • yakalarız
        
    • yakalayalım
        
    • yakalamamızı
        
    • yakaladığımız
        
    • yakalayamazsak
        
    • tutuklayabiliriz
        
    • tutuklayabilirdik
        
    Doğru iz üzerindeyiz. Onu içeri alsak iyi olur. Open Subtitles نحنُ على المسار الصحيح من الأفضل أن نقبض عليه
    Onu yakaladığımda kendisine sorarım. Bu herifi nasıl yakalayacağımıza dair bir fikrin var mı? Open Subtitles حسناً، سأسأله عندما نقبض عليه أيّ فكرة حول كيفيّة القبض عليه؟
    Onu yakalayacağız ve gün ışığını bir daha göremeyecek çünkü onu bir odaya tıkacağım odayı da uzaya fırlatacağım. Open Subtitles سوف نقبض عليه وحينها لن يرى ضوء الشمس مرة اخرى لاننى سوف اضعة فى حجرة
    Müzeden tabloyu çalar, biz de onu suçüstü yakalarız, dava kapanır eve gideriz. Open Subtitles نقبض عليه بالجرم المشهود، نُغلق القضية، ويعود الجميع إلى بيوتهم
    Onu eyalet karayolunda yakalayalım. Hayır, bu kadar aptal değil. Open Subtitles هيا نقبض عليه عند مدخل الولاية لا ، انه اذكي من هذا
    Onu yakalamamızı ve bilgisayarına girmemizi istemiş. Open Subtitles أرادنا أنْ نقبض عليه و أرادنا أنْ نبحث في كمبيوتره
    Bu, bu gece yakaladığımız ikinci vaka. Open Subtitles وهذا هو الثاني الذي نقبض عليه اليوم
    Bu yok etme büyüsü de eğer onu yakalayamazsak bize pek bir fayda sağlamayacak. Open Subtitles و تعويذة قهر العفريت هذه لن تُفيدنا كثيراً، إن لم نقبض عليه أولاً
    Onu olası cinayetten tutuklayabiliriz, ama fazla tutamayız. Open Subtitles ليس هناك علامة لوجود البنت هنا يمكن أن نقبض عليه لسبب معيّن ولننخبرهلماذا.
    Onu Mavi Papağan'da tutuklayabilirdik. Open Subtitles كان يمكن أن نقبض عليه في بلو باروت.
    Amacın nedir senin? Onu içeri almak mı yoksa öldürmek mi? Open Subtitles هل تريدنا أن نقبض عليه حيًا أم نقتله وحسب؟
    Tamam. Onu içeri alalım. Open Subtitles حسناً، دعنا نقبض عليه.
    Onu yakaladığımda keseceğim ilk şey olacak. Open Subtitles هذا أول شيء سنقطعها عندما نقبض عليه
    Adını ve aracını biliyoruz, havaalanlarını, otobüsleri trenleri izliyoruz. Onu yakalayacağız. Open Subtitles لدينا اسمه و نوع سيارته سنراقب المطارو محطة القطارات و الباصات سوف نقبض عليه
    Biz de orada olacağız ve Onu yakalayacağız. Open Subtitles ننصب فخاً بواسطة شخص و نقبض عليه
    Linley'in bu işle en ufak bir bağlantısı varsa onu yakalarız, ama sen bu soruşturmadan uzak durmalısın . Open Subtitles إذا كان لينلي له دور في هذا سوف نقبض عليه, ولكن يجب أن تبقى بعيداً عن التحقيقات
    Hadi, hangisinin bizimki olduğunu bulup yakalayalım. Open Subtitles دعنا فقط نكتشف اي واحد سنجابنا و نقبض عليه.
    Onu yakalamamızı ve bilgisayarına girmemizi istemiş. Open Subtitles أرادنا أنْ نقبض عليه و أرادنا أنْ نبحث في كمبيوتره
    yakaladığımız vakit orada olmak istiyorum. Open Subtitles أريد ان أكون حاضرا، عندما نقبض عليه.
    Eğer yakalayamazsak hayatını kaçarak geçirecek. Open Subtitles سيقضي حياته كلها في الهرب اذا لم نقبض عليه اليوم
    Bu kadar tehlikeli biriyse ülkeye girene kadar takip edip, sonra da havaalanında tutuklayabiliriz. Open Subtitles إذا كان بتلك الخطورة ألا يمكننا أن نمعنه من دخول البلاد أو نقبض عليه عندما يدخل؟
    Onu Mavi Papağan'da tutuklayabilirdik. Open Subtitles كان يمكن أن نقبض عليه في بلو باروت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus