Belki de geri dönmeliyiz. - Bence biraz Etrafa bakalım, dolaşalım. | Open Subtitles | ـ أعتقد أنه لابد أن نعود ـ ألن نلقي نظرة حتى؟ |
Şimdi de Yeni Güney Galler'de neler olacak bir de ona bakalım. | Open Subtitles | لذا دعونا نلقي نظرة على ما الذي سيحدث في نيو ساوث ويلز. |
Bu soruyu cevaplayabilmek için bu dünya haritasına bir göz atalım. | TED | للإجابة على ذلك السؤال، دعونا نلقي نظرة على خريطة العالم هذه. |
Bu göllü hödükten bana gına geldi. atalım suya, kurtulalım şundan derim. | Open Subtitles | ضقت ذرعاً بهذا الرجل، أقترح أن نلقي به من القارب ونخلص منه |
Etrafa bakmadan önce, ihtiyacım olan her şeyin burada olduğundan emin olayım. | Open Subtitles | قبل أن نلقي نظرة، دعيني أتأكد من وجود كل ما أحتاج إليه. |
- Angela'ya anlamlı gelen bir şey degil. - Gidip kendimiz bakmalıyız. | Open Subtitles | لا شيء كان يعني شيء لأنجيلا سوف نلقي نظرة من أجل أنفسنا |
Kısıtlamaları atarız ve içe bakışla kendimizi tanırız. | Open Subtitles | نلقي بقيودنا ونتعرف على انفسنا من خلال التجارب |
Nehirde demir atacağız. Adamları ayılt. | Open Subtitles | إننا سوف نلقي المرساة في القناة إجعل الرجال يفيقون |
Bunlara bir bakalım: Somut olmalı. | TED | دعونا نلقي نظرة عن قرب عليها: يجب أن يكون ملموساً. |
Şimdi güneş enerjisi bakalım. | TED | التالي، دعونا نلقي نظرة على الطاقة الشمسية |
Akademik olarak en iyi performansı sergileyene bir bakalım: Çin'in Şangay bölgesi. | TED | دعونا نلقي نظرة على أفضل الأكاديميات أداءً: إقليم شانغهاي بالصين. |
Los Angeles'ın dışındaki bu doğal gaz depolama tesisine göz atalım. | TED | دعونا نلقي نظرة على منشأة تخزين الغاز الطبيعي هذه خارج ولاية لوس أنجلوس. |
Peki, hadi çabucak 2016 Londra Borsa'sındaki ilk yüz şirkete göz atalım. | TED | حسنًا، دعونا نلقي نظرة سريعة على أفضل 100 شركة، في سوق الأوراق المالية في لندن في عام 2016. |
Tekrar içeri girmeliyiz. En azından Etrafa bir göz atmayalım mı? | Open Subtitles | ـ أعتقد أنه لابد أن نعود ـ ألن نلقي نظرة حتى؟ |
Gidip silahları kontrol etsek iyi olacak. | Open Subtitles | يستحسن أن نلقي نظرة على مالدينا في خزانة الأسلحه |
Bireylerle ilgilenirken küsuratları atarız. | Open Subtitles | عند التعامل مع الأفراد, نلقي الأحتمالات خارجاً |
Bir yatı var, bir ara göz atmamız gerek. | Open Subtitles | . . لديه ياخت يجب أن نلقي نظرة عليه فيما بعد |
Belki de yarın Sherman ile dolaşıp bir göz atmalıyız. | Open Subtitles | يمكننا أن نذهب في الغد مع شيرمان إلى هناك و نلقي نظرة |
o zincirleri koparmak oldukça zor çantana bir bakabilir miyim? | Open Subtitles | ومن الصعب جدا لكسر واحد من تلك الأشياء خارج. العقل إذا كان لنا أن نلقي نظرة في حقيبتك؟ |
Bizim oralarda domates suyuna çiğ yumurta atıp onu içeriz. | Open Subtitles | في مسقط رأسي نلقي بيضة نيئة في عصير الطماطم ونشربه |
Belli bir lideri ele alalım, örneğin Küba'nın lideri Raul Castro. | TED | دعونا نلقي زعيم مميز ، راؤول كاسترو ، الذي هو قائد كوبا. |
- Ben de ocağa bir bakayım dedim. - İzninizle etrafı gezdireyim. | Open Subtitles | اعتقدت أنك كنت نلقي نظرة على هذا المحجر اسمحى لي ان أريه لك |
Şu bize getirdiğin şeylere bir bak. | Open Subtitles | الأن، نلقي نظرة لتلك الأشياء الجيدة التي أحضرتها لنا، حسناً؟ |
Daha yakından incelemek için MR kullanarak beyinlerini resimlemek istedik. | TED | لذا، أردنا أن نلقي نظرة أقرب على هذا الأمر باستخدام جهاز التصوير بالرنين المغناطيسي لتصوير أدمغتهم |