| Ve bana ne düşündürüyor biliyor musunuz, biraz rahat ve pofuduk gibi; bir yatağın üstüne serilmiş yorgan gibi. | TED | وتعرفون ما الذي تجعلني أفكر به هو أنها نوعاً ما دافئة ومنتفخة كما لو أنها لحاف منتشر على سرير |
| Ve bunu yapmak için 13 dakikam kaldığından, bu biraz hızlıca olacak. | TED | وعلماً بأن لديّ 13 دقيقة لفعل ذلك، سيكون هذا نوعاً ما سريع. |
| - Top kontrolü biraz zayıf Sayılır. - Onunla çalışacağım. | Open Subtitles | ـ تمسكها بالكرة ضعيف نوعاً ما ـ سأعالج هذا معها |
| Onun ipi ve benim mendilimle, bir çeşit çuval yaptım. | Open Subtitles | عن طريق حبله ومنديلي، تمكنت من صنع كيس نوعاً ما. |
| Eski mahalleden olanlar arasında bir tür gözünü dikip bakma yarışı mı? | Open Subtitles | مسابقة فى التحديق من نوعاً ما بين طفلين من بلدة واحدة ؟ |
| Rockefeller Center örneğinde olduğu gibi, ki bu geçmiş bir döneme ait. | TED | كما هو في نموذج روكفيلر سنتر والذي نوعاً ما من عصر آخر |
| Sonra bir nevi hacmini azaltıp benim apartman dairemin manzarasını bloklamasını önlüyoruz. | TED | لذلك قمنا نوعاً ما بتقليص الحجم لذلك لم نحجب المنظر من شقتي |
| Onun anlattığı da bunun anlattığı da Bir bakıma ikna edici. | TED | إنه مقنعٌ نوعاً ما عندما يتحدث وهي مقنعةٌ أيضاً عندما تتحدث. |
| biraz fazla kaba olabilirim, ama bunun nedeni önde oluşum. | Open Subtitles | قد أكون قاسياً نوعاً ما, لكن ذلك لأنني في المقدمة. |
| Ama bu tarz bir iş için biraz hafif kaçıyor. | Open Subtitles | أتعلم ؟ لهذا النوع من العمل كان مضيءً نوعاً ما |
| Şey bu biraz kişisel ama uzun zamandır sana bunu söylemek istiyordum. | Open Subtitles | إنه نوعاً ما شخصي ولكنني ظللت أنتظر لأخبرك بهذا منذ وقت كافي |
| Evet, umarım senin için bir sakıncası yoktur ama biz biraz daha geleneksel olmana karar verdik ve smokin kiraladık. | Open Subtitles | أجل، آمل بألاّ تمانع، لكننا نوعاً ما قررنا بأنك يجب أن ترتدي ملابس أكثر تقليدية، لذا استأجرنا لك ملابس سهرة |
| Çocuklar, öykünün kalan kısmının biraz çizim olduğu için sizi uyarayım. | Open Subtitles | و الأن أحذركم أيها الأولاد لأن الجزء التالى للكبار نوعاً ما |
| Kusura bakmayın, hayal kırıklığına uğrattım ama sanırım artık ödeştik. Sayılır. | Open Subtitles | أعتذر عن تخييب ظنك لكن أعتقد أننا متعادلان الآن نوعاً ما |
| Burnumu hep ait olmadığı yerlere sokarım ve kabul etmeliyim ki bu kargaşa biraz da benim suçum Sayılır. | Open Subtitles | أنا دائماً أقحم نفسى بما لا يخصنى وكنتيجة لهذا، أعترف أن هذا الإلتباس هو خطأي، نوعاً ما |
| Şey, o bizim tokalaşmamız Sayılır. | Open Subtitles | حسناً، تلكَ طريقتنا نوعاً ما في مصافحة الأيدي |
| Anladım. Bir çeşit deprem ya da volkan bu çatlakları açtı. | Open Subtitles | فهمتها ، نوعاً ما من الزلازل والبركاين أحدث تلك الشقوق ؟ |
| Herhalde büyük bir olay hatta bir çeşit kahraman olduğunun farkındasındır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك مُدرك ,أنك أصبحت, كخبر مثير بطل نوعاً ما |
| - Bu bir bulanıklık her tür. - Ne diyorsun? | Open Subtitles | إن الأمر مشوش نوعاً ما ما الذي تتحدث عنه ؟ |
| Söylemem lazım, duyurudan bu yana... bir nevi ünlü oldum. | Open Subtitles | عليَّ إخبارُك، منذُ الإعلان عن المُحاكمة أَصبحتُ مَشهورةً نوعاً ما |
| Bu yüzden Bir bakıma mutluyum hâlâ beni şaşırttığı için. | TED | لذلك أشعر بالسعادة نوعاً ما لأنها ما زالت تثير دهشتي. |
| Sıradaki artist hakkında hile yapıyor sayılırım çünkü Raqs Media Collective beraber . çalışan üç sanatçıdan oluşmaktadır. | TED | أنا قد تحايلت نوعاً ما فيما يتلق بالفنان التالي لأن راغس ميديا كليكتيف هم في الواقع عبارة عن ثلاثة فنانين يعملون معاً. |
| KH: Sanırım buradaki pek çok insana ifşa ettin bile. | TED | ك.ه: أعتقد أنك أفصحت عنهم للكثير من الناس نوعاً ما. |
| Daha sonra ise de epey yaşlı bir Rus uçağı ile medeniyetin son noktası olan Khatanga adlı bir kasabaya uçtuk. | TED | ومن ثم، قمنا باستئجار طائرة روسية قديمة جداً لتطير بنا إلى مدينة تدعى كاتنقا، والتي تعتبر نوعاً ما آخر نقطة للحضارة. |
| Bu aslında, tembel bir ineğin otlağın ağzında tekrar çıkmasını beklemesi gibidir. | TED | نوعاً ما, هذا يشبه بقرة كسولة تنتظر العشب قرب فمها لينمو مجدداً |
| Ama herkes benim O olduğumu düşününce sanırım bir şekilde O oldum. | Open Subtitles | لكن منذ أن اعتقدوا أنني هي أعتقد أنني نوعاً ما أصبحت هي |
| Wilkins ve şu ortağı veya muhtemelen ortağı, Rosalind Franklin gelip modelimize bir anlamda güldüler. | TED | ويلكنز ومعاونته، أو معاونته المحتملة، روزاليند فرانكلين، جاءا وضحكا نوعاً ما من مجسمنا. |
| yani bir videonun ağırlığını hesaplamak biraz garip bir soru. Ama sıradaki soruyu sormayı ve onu cevaplamayı "ağırdan" almayacağım. | TED | إذاً حساب وزن مقطع فيديو هو سؤال مضحك نوعاً ما ولكني لا أستطيع أن أصبر لأرى |