"نوعها" - Traduction Arabe en Turc

    • türünün
        
    • tür
        
    • tipi
        
    • eşsiz
        
    • çeşit
        
    • marka
        
    • benzersiz
        
    • model
        
    • eşi
        
    • özgü
        
    • özel
        
    • benzeri
        
    • has
        
    • türüne
        
    Bu paraşütün prototibi.Ben de bir tane sipariş ettim. türünün tek örneği. TED هذا نموذج المظلة .. وقد صممت من اجلي وهي فريدة من نوعها .. والبزة أيضا فريدة ولا يوجد لها مثيل في العالم
    LP yapamadığımız içinde ne tür bir enfeksiyon olduğunu bilemeyiz. Open Subtitles و لا يمكننا معرفة نوعها إن لم نجر فحصاً للقطنية
    Bu yüzden de onunla konuşup, Loretta'nın tipi olmadığına ikna etmeye çalışacağım. Open Subtitles ولهذا كنت سوف أتحدث له لأرى ربما أقنعه أنه ليس نوعها المنساب
    Her kıvrımı, her hattı, her girintiyi görebiliyordu, ...ve kendisini eşsiz yapan güzelliğin parçaları olduğu için bunları seviyordu. Open Subtitles سيرى كل منحنى كل خط ، كل فجوة ويعشقهم لأنهم كانوا جزءً من الجمال الذى جعلها فريدة من نوعها
    - Ne kadar ve ne çeşit olduğunu biliyor muyuz? Open Subtitles هل تعلمين ما نوعها وكم تعرض لها؟
    Bir elbise bile giymeden eski marka bir çantayla bu partiye gelme nedenin bir şeyler elde etmekti. Open Subtitles ، سبب مجيئك هنا بدون حتى إرتداء فستان ، بينما تحملين حقيبة نوعها رديء بسبب أنكِ أردتي الحصول على شيء بقدومك إلى هذه الحفلة هل أنا مخطيء ؟
    Ama bana tüm evrende türünün tek örneği olduğunu söylemişti. Open Subtitles لكنها أخبرتني أنها الوحيدة من نوعها في الكون كله.
    Ve tüm evrendeki türünün tek temsilcisi. Open Subtitles والوحيدة من نوعها في كل المجرات المعروفة
    Ve benim fosil-kromozom oranları açık ça gösteriyor ki bu plesiosaurus gibi dişi dinozorlar, kendi türünün en zekisi Ve güçlüsüydü. Open Subtitles ومتحجري إلى نسب الكروموسوم يبين بشكل واضح ان اناث ديناصورات البيلاساسوراس كانت الأقوى والأذكى فى نوعها
    Pek mümkün olmasa da bu tür bir bomba uzaktan kumandayla patlatılmamıştır, ama buraya başka neler yerleştirildiğini bilmiyoruz . Open Subtitles من غير المرجح أن تكون قنبلة من نوعها قد انفجرت عن بعد، لكننا لا نعلم ما قد دس أيضاً هنا
    Nükleer veya başka tür bir atıktan kelimenin tam anlamıyla milyarlarca katı büyüklüğünde birşeyin kim garantisini verebilir? TED من سيقوم بضمان شئ هو حرفياً أكبر بلايين المرات من أي نوع من المخلفات تفكر بها من حيث نوعها نووية أو شئ آخر؟
    Bak, böyle bir kız... kapıları kilitleyip, arka tarafta ne tür... spesiyalitelerin olduğunu görmek isteyecek bir kızdır. Open Subtitles إن فتاة كهذه فريدة من نوعها و أنا من النوع الذي يغادر ليترك
    Gelecekten bir şey beklemeyen, kel bir kadın bana onun tipi olmadığımı söyledi. Open Subtitles امرأة بلا طموحات ولا شعر أخبرتني بأنني لست نوعها المفضل.
    - Tam bir aptalsın. Sadly, onun tipi değilim. Fakat diğer taraftan sen... Open Subtitles في الحقيقة انا لست نوعها المفضل والآن انت في الميدان
    Ama ilk tanıştığınızda o da senin kendi tipi olduğunu düşünmemiştir. Open Subtitles أراهن أنّها لم تكن تظنّكَ نوعها المفضّل عندما تقابلتما أوّل مرّة أيضاً
    Bence sende doğuştan gelen eşsiz bir insanların içindeki tuhaflığı çıkarma yeteneği var. Open Subtitles أعتقد أن لديكِ الهبة الفريدة من نوعها تلك التي تظهر الغرابة بنظركِ للآخرين
    Ama hayatımda başka hiçbir yerde oradaki kadar eşsiz böcek türü görmedim. Open Subtitles ولكن ولا مرة في حياتي صادفت حشرات فريدة من نوعها كالتي هناك.
    Hey! eğer biri "Bunu sana özel yaptım" dese ve bana bu çeşit bir aşk simgesi verse bir parça cam bile olsa, çok mutlu olurdum. Open Subtitles اشعر انه سيكون من الرائع ان يصنع احد لي قطعة فريده من نوعها , حتى ان كانت مجرد قطعة زجاج!
    Şu Cadillac marka arabalardandı. Open Subtitles نوعها كان كاديلاك
    Bildiğim kadarıyla o yöntem, ikinizin birlikte öylesine verimli ve benzersiz çalışmanızdı. Open Subtitles ما أفهمه أن طريقة عملكما معا كانت مثمرة للغاية وفريدة من نوعها.
    Sanırım arabam sizde. 88 model bir Jimmy. Open Subtitles . اعتقد يا شباب ان لديكم سيارتى . نوعها 88 جيمى
    Bu romantik ideal yüzünden, eşimizin sadakatine eşi görülmemiş bir hevesle güveniyoruz. TED بسبب هذه الرومانسية المثالية نعتمد على إخلاص الشريك مع حماسة فريدة من نوعها
    çift terapisi, beden ve zihin Ona özgü bir şey... Open Subtitles نوع من العقل الجسمانى... انه نوع من نوعها الخاص ب...
    Çok özel. Bir tarlam var ve inanamayacağın kadar güzel terroir yetişiyor, deriz. TED فريدة من نوعها لقد حصلت على قطعة ارض تنتج العنب بشكل لا يمكن ان تصدقه
    Yemleme yapmadığımız için, bizim çalışmamızın bir benzeri yok. Open Subtitles دراستنا فريده من نوعها لاننا لن نلقى بطعم
    Demek istediğim bu size has bir avantaj. TED أعني، أنّ ذلك يُعد ميزتك الفريدة من نوعها.
    Lezzetli bir eti olan eşsiz bir melez türüne. Open Subtitles فريدة من نوعها عبر ولدت لحمها لذيذ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus