"نيابة عنه" - Traduction Arabe en Turc

• onun adına
• onun yerine
• onun için
• Horace adına
• kendisi adına

Lawrence gitmeden önce onun adına seninle konuşmamı rica etti.
لورانس سَألَني للكَلام معك نيابة عنه قَبْلَ أَنْ تَركتُ.

Senin onun adına iddia ettiğin adamaya kanıt olarak Anubis ne öneriyor?
ما الذي سيعرضه أنوبيس كدليل على أنك نيابة عنه هنا؟

onun adına ejderha öldürecek kadar güveniyorum Lord Hagen.
أئتمنه بما يكفي لأقتل تنيناً نيابة عنه لورد هيغين

Bay Regent sana odanı gösterecek. onun yerine geçiyorsun.
حتى ذلك الوقت سيريك السيد ريغان مكانك ستتولى الامر نيابة عنه

Bazıları ne kadar küstah. Ben onun yerine vururum.
الكونت متكبر قليلاً ولكن سوف أضربك نيابة عنه

Her nereye gitmişse, bir başkası onun için yapmış.
واى حركة يقوم بها, هناك من يقوم بها نيابة عنه

Şu an Horace adına konuşuyorum ve onun bu bebeği doğurtacağını söylüyorum.
-أتكلّم نيابة عنه الآن، وأقول ستولّد هذا الطفل

Kral'ın rahatsızlığı olduğu sürece, kimsenin onun adına karar verme yetkisi yok.
بينما الملك متوعك لا أحد يملك سلطة لاتخاذ القرارات نيابة عنه

Biliyor musun, kardeşi ve muhasebecisi olarak, ...onun adına teşekkürleri kabul etmek için yasal yetkim var.
اهاه,حسنا أتعلمين بما أنني أخوه و محاسبه لدي السلطة الرسمية لقبول شكرك نيابة عنه

O, güvenilmez bir adam siz de, bundan sonra, onun adına yalan söylemek zorunda kalmayacağınız için rahat olmalısınız.
إنه ليس موضع ثقة وينبغي أن تشعر بالإرتياح لأنك لم تعد مضطرا للكذب نيابة عنه

Sanırım Ben Stiller bu akşam aramıza katılamamış. Ödülü onun adına alıyorum.
يبدو أنه لم يقوَ على الحضور سأقبل إذن الجائزة نيابة عنه

Şu kel adamı gönderiyor, Dick Sadler, onun adına konuşsun diye.
يرسل هذا الأصلع, ديك سادلر, للتحدث نيابة عنه

Tamam, ama ben onun adına konuşmanızı istemiyorum.
أجل، ولكن أتعلمين؟ لا أريد أن تتحدثي نيابة عنه

Bayan Taylor, onun adına konuşmak için tüm yetkiye sahip.
الأنسة تايلور هنا لديها سلطة تامة لتتحدث نيابة عنه

onun adına konuşabileceğini umuyordum.
حسناً, كنت آمل أن تستطيعي التحدث نيابة عنه

Fakat onun yerine, size yardımcı olma yetkimiz var.
ولكننا مخول لنا بسماع إقتراحاتك نيابة عنه

Osiris'in onun yerine oy kullanmasına izin verilecek.
أوزوريس سيسمح له بالتصويت نيابة عنه

onun yerine çalışması için katili kullanır.
استخدام القاتل للتصرّف نيابة عنه.

Bilgisayar onun yerine konuştu.
إن الحاسوب كان يتكلم نيابة عنه.

onun için konuşmamı istediğini sakın ha zannetme, seni gerçekten büyük bir bıçak ile bıçaklamak isteyecektir.
لا أظن أنه سيمانع عندما اتحدث نيابة عنه عندما أقول هذا هو سيحب أن يطعنك في عينك بسكينة كبيرة جداً

Bir ortağım kendisi adına seninle konuşmamı istedi.
أحد شركائي طلب مني أن أتحدث إليك نيابة عنه حقاً ؟