"نِصْفِ" - Traduction Arabe en Turc

    • yarım
        
    • yarısını
        
    • yarısı
        
    İlk köpekbalığını yarım saat sonra gördüm. Open Subtitles الم ترى القرشَ الأولَ لحولي نِصْفِ سّاعة.
    Akciğerlerin yarım kapasiteyle çalışıyor. Open Subtitles رئتيكَ يعْملانُ بأقل مِنْ نِصْفِ قدرتِهم
    Sersemleri yarım saat beklettim. Open Subtitles أبقي كل هؤلار الصعاليك ينتظروا نِصْفِ سّاعة.
    Çünkü cenaze masraflarının yarısını karşılaman gerektiğini bildiğin halde parayı 1. sınıf bilete harcayan sensin. Open Subtitles لأنك تَصْرفُ آخر مالكَ على تذكرة من الدرجة الأولى عندما تَعلم بأنّه يفترض بك ان تعطيني نِصْفِ مصاريف الجنازةِ.
    Bunun yarısını yaptğı için oğlumu azarlarken nasıl böyle bir şeye katılırım? Open Subtitles كَيْفَ أَكُونُ جزءَ شيء ما مثل ذلك عندما أنا تَواً أقعدتُ إبنَي... لعَمَل نِصْفِ الشيءِ كقذر؟
    Mankenlerimin yarısı defileye gelemiyorlarmış. Open Subtitles هو سيئُ بما فيه الكفاية ذلك نِصْفِ ي النماذج ألغتْ عليّ بالإنفلونزا.
    - Pavayne bunun yarısı kadar bile kötüyse yüzyıllar önce cehennemde kestanelerini pişirmiş olmalı. Open Subtitles لكن إذا كان بافاين نِصْفِ سيئ كما يبدو هو يجب أن يتحُمّصَ في الجحيم منذ قرون
    Neredeyse yarım saattir narkoz altında, beyler. Open Subtitles هي تحت لتقريباً نِصْفِ في السّاعة، رجال. هَلّ بالإمكان أَنْ أنت تَستعجلُهو؟
    Bütün öğleden sonra, bu yarım yamalak teoriye nasıl kapıldığımı çözmeye çalıştım. Open Subtitles l've حوولَ فَهْم كَمْ l جاءَ بمثل هذا نِصْفِ assed النظرية.
    Aralarında yarım asır olan birbirinden tamamen farklı iki karakterin... aralarında bu şekilde bir bağlantı kurulabileceğini düşünemezsiniz. Open Subtitles أنت لَنْ تَعتقدَ الذي مثل هؤلاء الشخصين المتباينينِ عبر نِصْفِ a قرن مِنْ الوقتِ يُمْكِنُ أَنْ يُوصَلَ مثل ذلك.
    yarım saat için bir duruşmam var. Open Subtitles أنا عِنْدي إستدعاءُ بعد نِصْفِ ساعة.
    Evet, bir kumardı, ama düşündüm de, yemezlerse ya da Tenat'a batırdığım kimyasal yarım saat sonra işe yaramazsa köprüyü güç kullanarak ele geçirecektim. Open Subtitles * يعلم كيف يبدوا شكل * نيتان اجل ، إنها كَانَت مقامرة لَكنِّي إعتقدتُ إذا أكتشفت أَو أن الأبرةِ الكيميائيةِ على * تينات * لَمْ تعمل بعد نِصْفِ سّاعة
    En azından 202 numaralı odadaki alzheimer hastamız yarım sandviçi olduğunu hatırlayamayacak. Open Subtitles (على الأقل مريضة (الزهايمر في الغرفة 202 لَنْ تتذكّرَ أنها حَصلَت على نِصْفِ شطيرة لحمِ خنزير
    Kilitlerin yarısını bile göremiyorum! Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ رُؤية نِصْفِ الأقفالَ حتى!
    Laboratuar çalışanlarını, hatta bölümümdekilerin yarısını. Open Subtitles بالإضافة إلى نِصْفِ قسمِي
    Olması gerekenin yarısı yok adamda, yanlış mıyım? Open Subtitles ذلك مثل نِصْفِ ما يحق أَنْ يكونَ لديه، صحيح؟
    Ann, bir tanem, görünüşe bakılırsa çağırdığım insanların yarısı ya birbiriyle can düşmanı, ya felaket skandallara karışmışlar, ya da ikisi birden. Open Subtitles آن، عزيزي، يَبْدو بأنّ نِصْفِ الناسَ أجلستُ سوية في هذا الإستقبالِ أمّا عدو هالك، كَانَ عِنْدَها شؤونُ كارثيةُ، أَو كلتا.
    Bunu personelinin yarısı biliyor. Open Subtitles يَعْرفُ مثل نِصْفِ موظّفيكَ حتى الآن.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus