| Bu itlerden birisi arkandan bıçakla yaklaşırken... yanında kimin olmasını istediğini anımsa. | Open Subtitles | تذكَّر مَن تُريد أن يقفُ بجانبِك عِندما يُطاردُكَ أحدُ هؤلاءِ المَلاعين بسِكين |
| Bu çocuklar birbirlerini vururmuş gibi yaptıkları bir oyun oynuyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاءِ الأطفال لعبوا لعبة التظاهر بإطلاق النار على بعضهم البعض. |
| Adamım, Bu herifler vergi kaçakçısı, ev baskıncısı değil ya. | Open Subtitles | يا رجل، هؤلاءِ يبدون مُذنبين بالغش الضريبي، وليس الغزو المنزلي. |
| Gemide yaşayanların gerekli olan son D.N.A.sını alana kadar bütün Bu çocukları kaybedebiliriz. | Open Subtitles | إلى أن نحصلَ على الأحماضِ الأخيرة من المُقيمين، قد نفقدُ كلّ هؤلاءِ الفتية. |
| Bunlar silah kaçakçısı, ve yetimhaneyi paravan olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاءِ تجار أسلحة، ويستخدمون دار الإيتام للإختباء |
| Bu petrol yöneticileri gerçek teröristlerdir. Hükümetimiz Amerikalılar ile yataktadır. | Open Subtitles | مدراء الوقود هؤلاءِ هم الإرهابيين الحقيقيين حكومتنا تتآمر مع الأميركيين |
| Dostum olduğunu düşündüğüm kişiler beni Bu serserilere köle gibi sattılar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين اعتقدتُ بأنهم أصدقائي .ولكنهم قايضوني, كما العبيد, هؤلاءِ المجرمين |
| Kimseyle konuşmama, hatta evime mesaj göndermeme bile izin vermiyor Bu canavarlar. | Open Subtitles | .هؤلاءِ المتوحشين, الذين لم يدعوني أتحدث إلى أحد .أو حتى إرسال رسالة |
| "...tanıdığım tüm Bu insanlar, sanki bir dizi oda gibiydiler..." | Open Subtitles | بالنسبةِ لي , هؤلاءِ الأشخاص الذين عرفتهم , كـ سلسلة من الغُـرف |
| Akşam oldu, nerede Bu müşteriler? | Open Subtitles | ظلامٌ بالخارج، رغم ذلك كل هؤلاءِ الزبائن؟ |
| Bu kaltaklar polisleri aramak için yeterince çıldırdı. | Open Subtitles | هؤلاءِ الشرموطات مجنونات بما فيه الكفاية لـ يتصلوا بالشرطة |
| Sonunda Bu küçük adamlar yüzyılın suçlularını yakaladılar. | Open Subtitles | حسناً، أخيراً هؤلاءِ الرعاع قبضوا على مجرم القرن. |
| Bu yüzden buradaki gardiyanlarin ayrilmasini ve bunlarin gelmesini istiyorum. | Open Subtitles | لِذا أطلُبُ مِنك نَقلَ هؤلاءِ الضُباط و تَبديلِهِم بهؤلاء |
| Bu transgenic'ler, bilimsel toplumun yaptığı... | Open Subtitles | هؤلاءِ المتحوّرون هم فقرة في قائمة من التجاوزات اللا أخلاقية |
| Bak, Bu serserilerden birisini seç gitsin. | Open Subtitles | انظري، اختاري واحداً، أياً من هؤلاءِ الحُثالَة |
| Gizemli yaşlı kadınlar bile Bu konuda sana yardım edemez. | Open Subtitles | حتى هؤلاءِ الهواة الحمقى يحملون حقائب عملاقة |
| Belki Bu Kara Şövalye'lerden daha fazlasının ismini alabilirsin. | Open Subtitles | ربّما بإمكانكِ الحصول على أسماء فرسان سود آخرين من هؤلاءِ. |
| Bu yüzden can sıkıcı çocuklarla aran iyi. | Open Subtitles | ولهذا أنتِ جيّدةٌ جداً مع هؤلاءِ الأطفال |
| Gerçek şu ki Bu çocukların hepsi birer buzdağı. | Open Subtitles | الحقيقة هي، كلّ هؤلاءِ الأطفال باردين عاطفياً. |
| Eğer zehirli bir ilacı piyasaya sürmek istiyorsan parayla susturacağın insanlar Bunlar. | Open Subtitles | حسناً ، كلّ هؤلاءِ الناس قد دفعوا مقابل شراء الأدوية السامة |
| Senin peşinde olmanı istemeyeceğin adamlar Bunlar. | Open Subtitles | لن ترغبَ في أن تتمَ مطاردتكـَ من قبلِ هؤلاءِ الرجال |
| Haftada 80 saat onlar için çalışıyorum. | Open Subtitles | هؤلاءِ هم الناس الذين أعمل 80 ساعة في الإسبوع من أجلهم |