"هبة من" - Traduction Arabe en Turc

    • bir hediye
        
    • vergisi
        
    • bir hediyesi
        
    • lütuf
        
    • lütfu
        
    • bir armağanı
        
    • dan bir armağan
        
    Bu cennetten gelmiş bir hediye gibi. Open Subtitles ان ذلك بالنسبة لي يعتبر بمثابة هبة من السماء
    Samoalı insanlar, dövmenin, Tanrı'dan bir hediye olduğuna inanır. Open Subtitles جزر ساموا الناس يعتقدون ان الوشم هو هبة من الله.
    Kadın o güce sahiptir, tanrı vergisi üzerinde izler bırakır. Open Subtitles امرأة تملك تلك القوة، هبة من الرب، ستترك علامتها عليك
    Bu Buluta bağlı kalarak iç dünyasında neler döndüğünü anlayabilirsin. - Bilemiyorum. - Bu, sana tanrıların bir hediyesi. Open Subtitles بمشاركتك في تلك السحابة يعطيك رؤية كاملة لعالمها الداخلي هذه هبة من الرب
    Onların birer lütuf olduğunu biliyorum. Buna minnettar olmalıyız. Open Subtitles وأوافق على أنهم هبة من السماء ويجب أن نكون ممتنين.
    6 kadını sorguladım. Onun kadınlar için Tanrı'nın bir lütfu olduğunu düşünüyorlar, her zaman etraflarında bulamasalar bile. Open Subtitles لقد استجوبت 6 نساء الذين يعتقدون أنه هبة من الرب لجنسهم
    Ama şimdi senin gürültü kaynağı değil, aslında tanrının bir armağanı olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles ولكنى الان أعتقد أنك لست مصدر أزعاج ولكن هبة من الله
    Fikirlerinin Tanrı'dan bir armağan olduğunu düşünüyor yada inanıyordu. Open Subtitles لقد أدرك أو كان يعتقد بأن أفكاره كانت هبة من الرب.
    Gisani'nin insanları, beyaz aslanın atalarından bir hediye olduğuna inanıyorlardı. Open Subtitles حسنا , قوم جيساني كانوا يعتقدون ان الأسد الأبيض هو هبة من الاجداد
    Şu an içinde bulunduğumuz büyünün Tanrı'dan bir hediye olduğunu fark ettim. Open Subtitles ... الان فقط أدركت بأن بأن السحر الذي أصابنا قد تكون هبة من الله
    Tanrılar'dan bir hediye. Open Subtitles هبة من الآلهة صيغت في اوليمبوس - لماذا ؟
    Bir tanrıça, cennetten bir hediye gibi. Open Subtitles انت رائعة, مذهلة هبة من السماء
    Tanrı'nın psikopatlara verdiği bir hediye. Open Subtitles هبة من الله للمعتلين اجتماعياً
    Kadınların tanrı vergisi yetenekleri vardır, sende iz bırakmak gibi. Open Subtitles امرأة تملك تلك القوة، هبة من الرب، ستترك علامتها عليك
    Ama en iyisi, birinin doğru söyleyip söylemediğini anlayabilecek Allah vergisi yeteneğinin olması. Open Subtitles لكن الأشخاص الأفضل لديهم هبة من السماء التي تتجاوز معرفة أنّ أحدهم يقول الحقيقة.
    Galiba kendi kendini kandırma da doğal seçilimin bir hediyesi. Open Subtitles أفترض أن خداع الذات هبة من الانتخاب الطبيعيّ بدورها.
    Bence çok değerli. Bence Tanrı'nın değerli bir hediyesi. Open Subtitles أعتقد أنه هبة، هبة من الله
    O yüzden böyle uzun vadeli bir iş fırsatı kenara biraz para atmak için Allah'tan bir lütuf. Open Subtitles مشاركة طويلة مثل هذا شيء من هبة من السماء، فرصة لتجديد الخزائن.
    Bu tanrının bir lütfu. Open Subtitles هذه هبة من الله
    Bu mabedin bir armağanı, ve seni buraya getirmek için riske girenlerden, sana sevdiklerinle bir arada olmak için son bir şans. Open Subtitles أنها هبة من الضريح ومنا كلنا الذين خاطرنا خطر عظيم لجلبك هنا فرصة واحدة أخيرة لتكون مع من تحب
    Yalnızca 29 Nisan'daki halimi görerek Tanrı'dan bir armağan almış oldum. Open Subtitles أنا أستلم هبة من الله و حسب، حول رؤيا عني يوم 29 نيسان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus