| Yani bu adam hiç mola vermemiş. Hem de hiç. | Open Subtitles | أصحيح أن هذا الرجل لم يطلب منك التوقف , أبداً |
| Biliyor, bacağımın durumunu görüyor, aramızda bir timsah olduğunun da farkında, ama bakın, bu adam bir saniyeliğine bile olsun yavaşlamıyor. | TED | إنه يعلم ، ويرى الحال التي عليها قدمي، ويعلم أن بيني وبينه يوجد تمساح، وأقول لكم، أن هذا الرجل لم يتوان للحظة واحدة. |
| Çünkü bu adam sadece onu öldürerek borcunu ödeyecekti. | Open Subtitles | لأن هذا الرجل لم يُرد لها الأستمتاع بها لأنه قتلها |
| bu adamın tabancası hiç çalışmamış değil, öyle değil mi? | Open Subtitles | ليس أنّ هذا الرجل لم يكن موفّــــقاً أبداً, أليس كذلك؟ |
| Bir de bu adamın 22 saat boyunca Bobby Earl Ferguson'a el sürmediğini söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقول لي أن هذا الرجل لم يضع يده على بوبي إيرل خلال إثنى و عشرون ساعة؟ |
| bu adam yetenek testinden kaldı... ve dışarı çıkarken tuvalette mahsur kaldı. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يفشل في اختبار اللياقة وحسب، بل انحشر في خزانة وهو في أثناء خروجه. |
| bu adam bu gece hiç yenilmedi. Onunla boks yapacak biri var mı? | Open Subtitles | هذا الرجل لم يهزم الليلة هل يريد أي شخص أن يقاتله ؟ |
| bu adam dükkanına gelip komünist sloganlar atmazdı. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يأت لدكانك ويهتف بالشعارات الشيوعيه |
| bu adam sadece alkolik sapık bir kapıcı değildi. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يكن فقط حارسا منحرفا مدمنا على الكحول |
| Ne? bu adam ölü değil. Beyin taraması sinyal verdi. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يمت بعد مسح المخ أعطى إشارة. |
| O adamı arayınca, üzerinde hiç bir şey bulamadı, o anda silah çıktı, ve bu adam onlarla bir aradaydı. | Open Subtitles | عندما فتشه هذا الرجل لم يجد شيء ولكن في لحظة المجرم أخرج المسدس , أنا متأكدة أن هـــذا الرجـــل متـــواطـــئ معهـــم |
| Ama bu adam aradığınız kişiye benzemiyordu. | Open Subtitles | ولكن هذا الرجل لم يبدو كالرجل الذي تبحثون عنه |
| bu adam dikkatsiz davranıp yakalanacak biri değil. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يصل غلى ما هو عليه الان إلا بالحذر الشديد |
| bu adam kan davası tutkusundan kurtulamadı böylece biz ondan kurtulduk. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يمكنه القيام بثاره من البقية لذا فقد ارتبطت ببقيتهم بسببه وهل هم.. |
| bu adam kötülüğü teşvik etmiyordu. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يكن يستعرض لم يكن لطيفاً بشكل طبيعي |
| Ama bu adam en fazla 24 saattir bu depodaymış. | Open Subtitles | لكن هذا الرجل لم يكن في هذا الخزان لأكثر من 24 ساعة. |
| Sen bu adamın bomba alanında... ölmediğini buraya gelmeden önce biliyordun. | Open Subtitles | انت كنت تعرف أن هذا الرجل لم يمت في موقع القنبلة ؟ |
| bu adamın öldürülmesinin mahkemede kimlik tespiti... yapmış olması ile ilgisinin olmadığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أتقول إنك متأكد من أنّ هذا الرجل لم يُقتل لأنه أدلى بشهادته؟ |
| Ama notları tekrar tekrar okuduğumda, Herşeye rağmen bu adamın.... ...deli olmadığının farkına vardım. | Open Subtitles | ولكنى فهمت بعد قراءتى للمذكرات مراراً وتكراراً هذا الرجل لم يكن مجنوناً |
| Diplomalı bir patolog olarak belli bir kesinlik derecesinde bu adamın bir tavus kuşu tarafından gagalanarak ölmediğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً بصفتي فاصل طبي كبير قد أحدد لك بدرجة من التأكيد بأن هذا الرجل لم يقتلع عيناه طاووس حتى الموت |