Oh, haydi ama. Bu güzel yüzü saklamak büyük günah. | Open Subtitles | هيا ، فمن المخزي مداراة هذا الوجه الجميل |
Yani, Bu güzel yüzü bir daha görmeyi umuyordum. | Open Subtitles | حسنٌ، كنت آمل أن أرى هذا الوجه الجميل مجددًا |
Çünkü Bu güzel yüzü mahvetmek istemezsin? | Open Subtitles | لأنك لا تريد أن تفسد هذا الوجه الجميل |
Seni güzelce hazırlayıp, o güzel yüzüne harika bir gülümseme konduracaklar? | Open Subtitles | يظهرونك بشكلٍ جيد. ويمنحونك ابتسامة جميلة على هذا الوجه الجميل, حسناً؟ |
Bu güzel yüze bakarken, sana kızamıyorum iki atın seni ikiye ayırmasıyla acı içinde ölmeni dileyemiyorum. | Open Subtitles | لايمكنني أن أغضب منك وأتمنّى لك ميتة شنيعة بواسطة حصانين يقطّعان أوصالك وأنا أنظر إلى هذا الوجه الجميل |
Çok güzel bir yüzü ve inanılmaz bir vücudu var. | Open Subtitles | انه رائع. فهو مثل هذا الوجه الجميل وهذه الهيئة لا يصدق، |
Bu güzeller güzel yüzün ördek yumurtası gibi açıldığını düşünmek... | Open Subtitles | فكرة أن يتحطّم هذا الوجه الجميل مثل بيضة البط. |
Bu güzel yüzü keseceğim. | Open Subtitles | سوف أجرح هذا الوجه الجميل |
Bu güzel yüzü gizlenmek için değil. | Open Subtitles | هذا الوجه الجميل ليس للإخفاء. |
İçeriye gelsene, mini bardan bir şeyler içeriz ve o güzel yüzüne memnun bir ifade yerleştirmeye çalışırım. | Open Subtitles | لم لا تدخلي ؟ ونأخذ بعض زجاجات الرحلة من الحانة لنرى إن كنت أضع ابتسامة على هذا الوجه الجميل |
Bu pek münasip olmaz ve o küçük güzel yüzüne bir şey olmasını istemem. | Open Subtitles | ولا أريد أن يصيب هذا الوجه الجميل مكروه. |
Onu seviyorsan kızın hâlâ güzel bir yüzü varken konuşmaya başlamanı öneririm. | Open Subtitles | إذا كنت رقيقًا معها أفترض أنه يجب عليكَ أن تبدأ الحديث بينما لا يزال لديها هذا الوجه الجميل |
O güzeller güzel yüzün çöküşünü kemiğe ve toza dönüşünü. | Open Subtitles | لتشاهدي هذا الوجه الجميل وهو ينهار... ليتحوّل إلى عظامٍ وغبار. |
Bu güzeller güzel yüzün ördek yumurtası gibi açıldığını düşünmek... | Open Subtitles | فكرة هذا الوجه الجميل وهو يتكسر ويتصدق كبيضة بطة |