Buraya gelmeden önce, hiç bir seansa katılmamıştım, ...bu sadece hücremden çıkmak içindi. | Open Subtitles | لم أذهب إلى مقابلة قبل أن آتي إلى هنا و كان هذا فقط من أجل أن أغادر المجمع |
bu sadece sana bakarak bile söylenebilir. | Open Subtitles | يمكن قول هذا فقط من النظر إليك |
Ama bu sadece deneme zamanı için. | Open Subtitles | لكن, هذا فقط من أجل الفترة التجريبيّة. |
- Bunu sadece oraya bakıp mı anladın? | Open Subtitles | امكنك أن تقول كل هذا فقط من خلال النظر إليهم؟ |
Dinle! Bunu sadece para için yapmıyoruz. | Open Subtitles | إسمع، نحن لا نفعل هذا فقط من أجل المال |
Ne yani? bu sadece basını etkilemek için mi? | Open Subtitles | اذا هذا فقط من اجل إبها الأعلام ؟ |
Fakat bu sadece nezaket. | Open Subtitles | لكن هذا فقط من باب التهذيب |
bu sadece çocukları caydırmak için. | Open Subtitles | لكن هذا فقط من أجل الردع |
bu sadece... Çünkü güneşte yandım da. | Open Subtitles | هذا فقط من أجل حروق الشمس. |
bu sadece Madeleine için mi? | Open Subtitles | هل هذا فقط من أجل ماديلين؟ |
Eğer bu sadece Rafa'yı tanıştırmak içinse... doğum gününde ne yapacağını görmeye sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | اذا كان هذا فقط من اجل تقديم (رفا) لا يمكني الانتظار لارى مالذي ستفعله لعيد ميلاده |
bu sadece tedbir amaçlı efendim. | Open Subtitles | هذا فقط من أجل الحيطة، سيدي |
- Hayır, bu sadece benim için. | Open Subtitles | لا، هذا... هذا فقط من أجلي. |
- bu sadece bir uydu. | Open Subtitles | - هذا فقط من قمر صناعي واحد |
Bunu sadece aerobik için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل هذا فقط من أجل الرياضة |
Bunu sadece benim için mi yapıyorsun? | Open Subtitles | هل تفعلين هذا فقط من أجلي؟ |
Bunu sadece para için yapıyorum. | Open Subtitles | انا افعل هذا فقط من اجل المال |