Gardner sanırım Bu bir çeşit düğün yüzüğü ve onları Şaman Neka evlendirmiş. | Open Subtitles | غاردنر ،أعتقد أن هذا نوع من خاتم الزواج و أن شامان نيكا زوجهم |
Yani Bu bir çeşit yörüngesel uydu mu? | Open Subtitles | لذا هذا نوع من انواع القمر الصناعي في المدار؟ |
Eğer Bu bir çeşit uzaylı etkisiyse, belirlemek için bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | منذ وضعه في الحجر إذ كان هذا نوع من التأثير الخارجي يجب أن نجد طريقة لإكتشافه |
Bu bir tür immünoglobulin yetmezliğidir. Söylemiştim. | Open Subtitles | هذا نوع من نقص الجلوبلين المناعي هذا ما قلته |
Eğer Bu bir tür öğrenme güçlüğüyse bence bu çok duyarsızca. | Open Subtitles | حسنا، إذا كان هذا نوع من صعوبات التعلم أعتقد أنه عديم الإحساس للغاية |
bu biraz garip gelebilir, ama sizinle bir fotoğraf çekilebilirsek çok mutlu olurum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا نوع من التطفل، لكن سأكون مسرورة إذا أخذت صورة معك |
Kaderimin bana söylendiği an. Bu bir çeşit sınav falan olmalı. | Open Subtitles | هذه هي اللحظة التي ذهبت فيها لقراءة الطالع لابد أن هذا نوع من الإختبار |
bulabildiğim diğer tek şey ise bu. bir çeşit fiber. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الآخر الذي وجدته هو هذا نوع من الألياف الصناعية |
Belki Bu bir çeşit kabul törenidir. | Open Subtitles | ربمّا هذا نوع من بداية شيء ما كما تعلم ؟ |
- Bu bir çeşit ipucu mu? | Open Subtitles | هل من المفترض أن يكون هذا نوع من التلميح ؟ |
- Bu bir çeşit saldırı mıydı? - Bilmiyorum. | Open Subtitles | إذا ، هل كان هذا نوع من الهجمات الإنتحارية؟ |
Merhaba sentetik kauçuk. Tamam. Bu bir çeşit eşpolimer. | Open Subtitles | مرحباً أيّها المطاط الصناعي، حسناً، هذا نوع من البوليمرات المشتركة. |
Yani birisi ölüm zamanını gizlemek için limandan parçaları atıyor, ya da Bu bir çeşit ifade | Open Subtitles | إذاً، هل يتخلص أحد من الأجزاء مرة في كل مرة في المرفأ ليربكنا عن وقت الوفاة، أم هل هذا نوع من التصريح؟ |
Bazen Bu bir çeşit geometri mi diye düşünüyorum hayatımızda gerçekleşen bu rastlantısal olaylar. | Open Subtitles | أحيانًا أتسائل عمّا إذا كان هذا نوع من الهندسة أن حياتُنا هي حياتُنا، تلك الإجتماعات في الزمان و المكان. |
Bazen iyi yol kötü şeyler verir. Bu bir tür denge gibidir... | Open Subtitles | في بعض الأحيان الاشياء السيئة تعطي وسيلة إلى الاشياء الجيدة هذا نوع من التوازن، وكذلك |
Hayır. Bu bir tür şaka. İçeride değil. | Open Subtitles | كلا ، هذا نوع من المزاح إنها ليست في الداخل |
Epidemik Önleme Bölümü'nün yaptıkları inceleme sonuçlarına göre, bu, bir tür epidemi. | Open Subtitles | "قسم الوقاية من الأوبئة عمل تفتيش وإستنتج بأنّ هذا نوع من الوباء." |
Gloria, biliyor musun, bu biraz utanç verici, ama geçen hafta babamın arabasını ödünç almıştım. | Open Subtitles | جلوريا هذا نوع من الارتباك كما تعلمين ولكنى فى الاسبوع الماضى استلفت سياره والدى |
Bay Walton, bu biraz kontrolden çıkmış bir şaka mı? | Open Subtitles | سيد والتون هل هذا نوع من الخدع التي خرجت منها للتو؟ |
Şunu söylemeliyim dostum bu biraz damdan düşer gibi oldu, öyle değil mi? | Open Subtitles | يجب ان اخبرك ان هذا نوع من الوقاحه الا تعتقد هذا؟ |
Bu günlerde bir doktorun hastaya yaklaşımını öğretilmesi gibi bir şey mi? | Open Subtitles | هل هذا نوع من رعاية المرضى هل يعلّمون ذلك فى هذه الأيام؟ |
-Tamam, şaka falan mı bu? -Şimdiden 3 kişi öldürdü. | Open Subtitles | حسنا هل هذا نوع من المزاح هي حتى الان قتلت ثلاث |