Bu, bürokratik işlemler olmadan sorunları daha hızlı çözmemize sebep oluyor. | Open Subtitles | هذا يسمح لنا بحل المشاكل بسرعة بدون أياً من الشريط الأحمر |
Diğer şeylerin yanı sıra Bu bize yasa dışı şekilde alınan 1.4 milyon metreküp kütüğün yakalanmasına olanak tanıdı. | TED | هذا يسمح لنا, من خلال امور اخرى, من العثور على 1.4 مليون متر مكعب من جذوع الاشجار المأخوذة بشكل غير شرعي. |
Bu durum, Antarktika ve yukarıda Kuzey Yarım Küre'de büyük buzulların oluşmasını sağlıyor. | TED | و هذا يسمح بتشكل جبال جليدية كبيرة في أنتاركتيكا. و في نصف الكرة الشمالي |
Bin yıllık bir vadede Bu, bizim San Andreas gibi aktif fay hatlarında ne zaman şiddetli bir deprem olacağına dair tahminler yapmamamızı sağlar. | TED | على مدار آلاف السنين، هذا يسمح لنا بعمل تنبوءات حول تصدعات نشطة للغاية، مثل سان أندرياس، المتأخرة عن زلزال هائل. |
Daha oyuncu görünmeyen bir deneğim olmadığı için sizlerden özür dilerim. Bu şekilde, asıl oyun çalışmasını sınırlandıran mobilite eksikliği giderilmiş oluyor.¥ | TED | أنا آسف لأني لا لأملك موضوعا لعوب المظهر, لكن هذا يسمح بالحركة و الذي تحدد الدراسة الحقيقة للعب. |
Bu da ucuz et üretimi sağladı, dolayısıyla mısır yemi ve et için talep de arttı. | TED | هذا يسمح لإنتاج اللحوم غير المكلفة والتي بدورها زادت الطلب للحوم وأعلاف الذرة. |
Ve Bu, çok özel birşeyin oyunlarda olmasına izin veriyor. | TED | و هذا يسمح لشيء خاص جداً من أن يحدث في الألعاب. |
Bu işçiyi kuruma bağlıyor tabiî ki ama işvereni de çok etkilediği kesin. | Open Subtitles | هذا يسمح لكِ بالدخول إلى أسرار الدولة لكنه لا يؤثر على صاحب العمل كثيراً. |
Ancak özellikle mesai saatleri dışında Bu, bir yolcunun doğrudan, yardım için | Open Subtitles | لكن خصوصا وقت الراحة هذا يسمح للعابرين بالاتصال مباشرة |
Bu bize okyanusu karaya getirme imkanı ve amfibyumların sürüngenlere dönüşme evriminin sinyallerini verdi. | Open Subtitles | هذا يسمح لنا بحمل المحيط معنا لليابسة. ويؤشر لتطور البرمائيات لزواحف. |
Sanırım Bu durum genç kızlarla şüphe çekmeden iletişim kurmasını sağlayabilirdi. | Open Subtitles | أظن هذا يسمح له التحدث للقاصرات دون أن يجذب لنفسه أي إنتباه خاطئ |
Biliyorum bana söylemek için ölüyorsun ama söylemeyeceksin çünkü senin şablonun acı verecek bir yöntemle yönlendiricilik Bu da öfkenden kurtulamamana neden oluyor. | Open Subtitles | لكنكَ لن تفعل لأن نمطك بأن تكونَ متلاعباً بطريقة مؤذيه هذا يسمح لك بعدم إطلاق غضبك |
Bu güneş ışığının hastanın gözüne girmesini sağlar... | Open Subtitles | هذا يسمح نور الشمس بالوصول .. إلى أعين المريض |
Bu sayede duruş pozisyonumu almadan önce Ki akışına yoğunlaşabiliyorum. | Open Subtitles | هذا يسمح لي بتركيز تدفق الكي ليدي قبل أن أتخذ وضعيتي |
Bu da bize 3 kişinin yüzünün yeniden tanımlanmasına olanak sağladı. | Open Subtitles | هذا يسمح التنبؤي الوجه إعادة بناء ثلاثة أشخاص. |
Bu da demek oluyor ki, yoldan ayrılıp ormana girebiliriz ve kaplanlarla işe koyulabiliriz. | Open Subtitles | هذا يسمح لنا بدخول المناطق الوعرة و التعمّق في الغابة و البقاء بقرب الببور |
Bu arkanda iz bırakmadan her türlü sisteme gizlice girmeni sağlar. | Open Subtitles | هذا يسمح لك بالتجسس على اي نظام بدون ترك اثار |
Kadınlarla aramız olmayabilir ama Bu sayede kadınları gerçekten anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | قد لا نحصل على النساء، لكن هذا يسمح لنا أن نفهم النساء حقًا. |
Bu sadece dudak okuyabilecek kadar duymasını sağlıyor. | Open Subtitles | هذا يسمح لها لتسمع حتى تقرأ الشفايف |
Rekabetten kurtulup, müşterilerle içme, akşam yemekleri ve golf maçları yapmasını sağlıyor. | Open Subtitles | هذا يسمح لك الحصول على ميزة المنافسة. الرجال الذين يحصلون على عندما يرتدي... ... عملاء للشرب عشاء ورحلات الغولف. |