Bilmiyorum. aslında Bunu ilk senden duyuyorum | Open Subtitles | لا أعرف، في الواقع، هذه أول مرة أسمع بهذا |
Yakınlaşmaya başladığımızda böyle oluyor. Bunu ilk kez yapmıyor. | Open Subtitles | لم تفهمي ما قلت، ليست هذه أول مرة تتراجع عندما تصبح الأمور جدية بيننا |
Babam Bunu ilk kez duyduğu için bana baktı ve "Ne?" dedi. | Open Subtitles | و لكن في هذه المره أضفت المرأة المهرولة للقصة هذه أول مره يسمع هذا فينظر إلي و يقول: |
Biz ilk defa Tanrının amacına uygun olarak seks yapacağız. | Open Subtitles | هذه أول مرة نمارس فيها الجنس لسبب أعده الله لنا |
- İlk defa mı ülke dışına çıkıyorsunuz? | Open Subtitles | هل هذه أول مرة تسافر بها إلى الخارج؟ نعم |
bu ilk ağaç için, ağacın gövdesi, dalları yaprakları ve meyveleri arasında fark olmamalıydı. | TED | لأن هذه أول شجرة فاكهة، لم يكن هناك أي تمييز بين الجذع والفروع وأوراق الشجر والفواكه. |
Hayatım boyunca suda yaşayıp ilk kez karaya çıktım. Ne bilebilirim ki ben? | Open Subtitles | ما الذي أعرفه عشت طيلة حياتي بالماء، و هذه أول مرة لي باليابسة؟ |
Hayatımda ilk defa, oyuncudan daha çok terleyen bir hakem görmüştüm. | Open Subtitles | كانت هذه أول مرة أرى فيها حكم يعرق أكثر من اللاعبين. |
- Sanırım Bunu ilk kez söylüyorsun. | Open Subtitles | أخمن أن هذه أول مرة تقول بها هذه الكلمات |
Bunu ilk kez duyuyorsun. | Open Subtitles | هذه أول مرة تسمع بها هذا، صحيح؟ |
Bunu ilk kez duyuyorsunuz, | Open Subtitles | الآن إن كانت هذه أول مرة تسمع ذلك |
- Aslında Bunu ilk kez duydum. | Open Subtitles | -في الواقع هذه أول مرّة -حسناً، هذا حقيقي |
Yoldayım." Mesaj alışkanlığım yok. Bunu ilk kez görüyorum. | Open Subtitles | لست مرسلاً جيداً ، هذه أول مرة أراها |
- Böyle önemli bir haberde ilk defa birlikte çalışıyoruz. | Open Subtitles | هذه أول مرة نعمل معا رسميًا. فى شئ هام كهذا. |
--- Peter Gariel: Bu gün. June Cohen: Bu gün. İlk defa bahsediyorsunuz. | TED | جون:اليوم. هل هذه أول مرة تتحدثون عن هذا الأمر. |
- İlk kez değildi heralde. | Open Subtitles | ليست هذه أول مرة يحدث فيها هذا |
- İlk komutanız mı olacak efendim? - Evet. | Open Subtitles | هل هذه أول مهمة قيادية لك سيدي؟ |
Seyahate alışık değil. bu ilk çiftlikten çıkışı. | Open Subtitles | إنهغيرمتعودعلى السفر، هذه أول مرة يخرج من المزرعة |
Hindistanda bir Başbakana ilk kez bir park cezası kesilmişti. | TED | وكانت هذه أول مرة في الهند بأن يعطى رئيس الوزراء مخالفة وقوف سيارة. |
Bayan Norris ile ilgileniyorum ama... evet, Hayatımda ilk kez tek başınayım. | Open Subtitles | حسنا ، أنا أعتنى بالسيده نوريس لكن.. أجل ، هذه أول مره فى حياتى أكون بمفردى |
bu onu ilk duyduğum andı. | TED | وكانت هذه أول مرة اسمع بذلك. |
İlk kez, bu kadar kötü yılanbalığı yiyorum. | Open Subtitles | هذه أول مرة آكل فيها سمكة أنقليس بهذا السوء. |