Evet ama gene de buna izniniz yok. Bu koltuklar hayli pahalıdır. | Open Subtitles | أجل، ولكن ليس مسموحاً لك، هذه المقاعد باهظة الثمن |
Bu koltuklar da çok rahat görünüyor. | Open Subtitles | كما تبدو هذه المقاعد النسيجية الكبيرة مريحة جداً |
- Affedersin. Bu koltuklar senin için önemli. | Open Subtitles | هذه المقاعد مهمة لك حسنا هذه هي عائلتك الصيفية عمك كارل |
Burası Fenway Park. - Oh. - Bu koltukları alamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيعي شراء هذه المقاعد أنت يجِب أَن ترِيثيهم |
o koltuklar sadece yarışmacılar için. | Open Subtitles | هذه المقاعد للمنافسين فقط. |
Sence babam ve benim tam bu koltuklarda oturmuş ve maçı izlemiş olma ihtimalimiz nedir? | Open Subtitles | إذن ماذا تظنين سيكون إحتمال أنني و والدي جلسنا على هذه المقاعد نشاهد المباراة |
Bu sandalyeleri zımparalamama yardım et, acilen teslim etmeliyim. | Open Subtitles | ساعدني بتخشيب هذه المقاعد عليَ إيصالها بشكل عاجل. |
- Affedersin. Bu koltuklar senin için önemli. Burası senin yaz ailen, Carl amcan. | Open Subtitles | هذه المقاعد مهمة لك حسنا هذه هي عائلتك الصيفية عمك كارل |
İnan bana, Bu koltuklar biraz daha yakın olsa, gruba sarkıntılıktan tutuklanırsınız. | Open Subtitles | صدقني، لو إقتربت هذه المقاعد أكثر لكنت ستعتقل بتهمة ملاحقة الفرقة |
Burada da olur, canım. Bu koltuklar yatıyor mu? | Open Subtitles | يمكننا أن نفعلها هنا هل تنبسط هذه المقاعد ؟ |
Aslında Bu koltuklar iki düzine doğaüstü yüzle dolu. | Open Subtitles | بالواقع هذه المقاعد تحفل بـ 24 وجهًا من الكيانات الخارقة |
Hayır! Bir soyucu bana 18 bin bisküvinin Bu koltuklar için. Onları gitmiyorum! | Open Subtitles | لا، هذه المقاعد كلفتني 18 الف دولار ولن اغادر بدونهم |
Bu koltuklar sıradan olamayacak kadar iyi. | Open Subtitles | هذه المقاعد هي جيدة جدا ليكون عارضة. |
Bir saatten az zaman içinde Bu koltuklar dolmuş olacak. | Open Subtitles | ، هذه المقاعد ستملأ . في أقل من سّاعة |
- Ahbap Bu koltuklar çok manyak. | Open Subtitles | -يا رجل، هذه المقاعد مُريحة للغاية . -أجل، أدري هذا. |
Bu koltuklar inanılmaz. | Open Subtitles | هذه المقاعد رائعه |
Bu gece Bu koltuklar dolacak. | Open Subtitles | الليلى ستمتليء هذه المقاعد |
Burası senin yaz ailen, Carl amcan. - Bu koltukları seviyorsun. | Open Subtitles | أنت تحب هذه المقاعد لا أنا وقعت في حبها عندما كان عمري سبعة |
- Bu koltukları seviyorsun. Yedi yaşındayken ben buraya âşık oldum çünkü başka hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | أنت تحب هذه المقاعد لا أنا وقعت في حبها عندما كان عمري سبعة |
Bernard, o koltuklar birazdan düşecek. | Open Subtitles | (برنارد)، ستسقط هذه المقاعد |
Truman'ın bu koltuklarda oturup, bu duvarı seyrederken bombayı atmaya karar verdiğini farzedelim, ve ne hissettiğimize bakalım. | Open Subtitles | لنفترض.. في أحد هذه المقاعد و محدقاً بهذا الحائط، قرر ترومان أن يُسقط القنبلة، (القنبلة النووية على اليابان) |
"İyi"den neyi kastettiğine bağlı. Bu sandalyeleri severim. | Open Subtitles | هذا يعتمد على ما تعنيه بـ"جيد" أحب هذه المقاعد |