Bu yüzden, anahtar olarak yapılması gereken kurulum masrafını ve ardından finansal masrafları düşük tutmak, bunlar güneş enerjisinin masraflarını etkileyen iki etmen. | TED | لذلك، فإن السر في الأمر يكمن بأن يكون سعر الوضع الأولي للتجهيزات منخفضاً، ومن ثم يجب أن يكون سعر التميول منخفضاً، لأن هذين هما العاملان الرئيسيان اللذين يتحكمان بتكلفة الطاقة الشمسية. |
Ona seçeneklerin bunlar olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | قال لي أن أبلغه أن هذين هما خياراه |
bunlar son iki kutuydu, adamım. | Open Subtitles | هذين هما الصندوقين الآخيرين يا رجل |
bu iki dna tablosu arabadaki kandan, ve bu ikisi de dr. | Open Subtitles | مخططان الحمض النووي هذين هما من الدماء التي في السيارة و هذين الاثنين من الدكتورة برينان و من اخوها |
Bu iki adamın gelişmiş bir tür olduğunu mu söylüyorsunuz öyle görünüyor | Open Subtitles | أتقصدين أن هذين هما بشرٌ متطوّر؟ على ما يبدو. |
Tek iki seçeneğin bunlar olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنّ هذين هما الخيارين الوحيدين |
Sanırım bunlar John Winchester'ın çocukları. | Open Subtitles | أجل، أعتقد أن هذين هما ابنيّ (جون وينشيستر) |
Sanırım bunlar John Winchester'ın çocukları. | Open Subtitles | أجل، أعتقد أن هذين هما ابنيّ (جون وينشيستر) |
bunlar da kızlarım. Bu Rachel, bu da Vicky. | Open Subtitles | و هذين هما طفلتي (هذه (ريتشيل) و هذه (فيكي |
bunlar da kızlarım. Bu Rachel, bu da Vicky. | Open Subtitles | و هذين هما طفلتي (هذه (ريتشيل) و هذه (فيكي |
Sadece iki seçeneğim mi var? | Open Subtitles | هل هذين هما الخيارين الوحيدين؟ |