Eğer onlar masum değilse, düşmanlarımızın dostlarıysa, sizinle savaş içindeler. | Open Subtitles | إذا هم ليسوا أبرياء، أو هم جناة أَو حلفاء مع الجناة إذن هم في حالة حرب معكم |
Bu kozanın içindeler, fakat uyanıyorlar ve ilkel bir çorba gibi oluyorlar. | Open Subtitles | هم في تلك الشرنقة ولكنهم يستيقظون والأمر اشبه بـ شوربة بدائية |
Venice Beach, California'dalar. | Open Subtitles | هذه هدتني مباشرة لك هم في شاطئ البندقية كاليفورنيا |
Bella Charming'i görebiliyorum, Empire'dalar. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى بيلا الساحرة. هم في الإمبراطورية. |
Bir kaç silahsız kargo gemisi, ama onlar da diğer görevlerdeler. | Open Subtitles | عدد من سفن الشحن غير المسلحة لكن هم في مهمات أخرى |
onlar aslında bizim kültürel ruhlarımızı istiyorlar, ve bu yüzden marka benzetmesi konuya ilginç bir bakış açısı getirmektedir. | TED | هم في الحقيقية يريدون روحنا الثقافية، ولهذا السبب التمثيل بالعلامة التجارية طريقة مثيرة جداً للنظر في هذا الأمر. |
İyi ama, sırf toplantılara katılmamaları, Başları belada anlamına gelmez. | Open Subtitles | حسنآ, فقط لأنهم لَيسوا في ... الجلسات لا تَعْني هم في المشكلةِ |
onlar, sürekli merak içindeler ve inanıyorum ki biz de 7 yaşındakiler gibi müzik dinlemeye, büyürken bile, devam edebiliriz. | TED | هم في هذه الحالة الدائمة من الإعجاب، وأعتقد جازمةً أننا نستطيع الحفاظ على الاستماع مثل أطفال سن السابعة هؤلاء، حتى حين نكبر. |
Ne, onlarda mı Evelyn Wood planının içindeler? | Open Subtitles | هل هم في الخطة إيفلين وود، أيضا؟ |
Sanki kafamın içindeler gibi, beni dinliyorlar. | Open Subtitles | هو مثل هم في رأسي، وهم يستمعون لي. |
Şimdi panik içindeler. | Open Subtitles | الآن هم في فزع. |
Yani daimi bir çekişme içindeler. | Open Subtitles | إذًا هم في صراع مستمرّ. |
İçindeler. | Open Subtitles | هم في الداخل منك. |
- Hafta sonuna kadar Boston'dalar. - Menajerlerini ara. | Open Subtitles | هم في بوسطن حتى نهاية الأسبوع اتصل بـ مديرهم |
Shard'dalar. 65. kat. - 65. kat. | Open Subtitles | هم في مبنى "الشارد" في الطابق65 الطابق65؟ |
Kaufman'ların dairesinde. Avrupa'dalar. | Open Subtitles | (فيشقةعائلة(كاوفمان، سأمكث هذا الصيف بينما هم في أوروبا |
onlar zamanın büyük bir kısmında karanlıktalar mı, yoksa orta kuşaktalar mı? | TED | هل هم في مكان حيث يكون الظلام سائداً أغلب الأوقات أم هم يتواجدون في منتصف خط العرض؟ |
onlar kendi evlerinde yanlış bir idolü yüceltiyorlar... profesyonel futbol. | Open Subtitles | هم في منازلهم يعبدون أصناماً خاطئة، لاعبي كرة القدم، |
Ben konuşup onlar dinledikçe, avucumun içinde olurlar. | Open Subtitles | أَتكلّمُ، يَستمعونَ، هم في نخلةِ يَدِّي. |
- Başları dertte mi? | Open Subtitles | -هل هم في مشكلة؟ |
Başları belada mı? | Open Subtitles | هل هم في ورطة؟ |