Şartlı tahliyede veya hapiste olan insanlar var, bazen yıllarca duruşma için bekliyorlar. | TED | لأنه هناك أشخاص تحت المراقبة أو بالسجن، ينتظرون عرضهم على المحكمة لسنوات أحيانًا. |
Bu fikri daha önce yazmıştım, ve biliyorum ki bu salonda bu ansiklopedi için geçmişte önemli çabalar sarfetmiş insanlar var. | TED | لقد كتبت عن هذه الفكرة في السابق، واعرف أن هناك أشخاص في هذه القاعة الذين بذلوا جهوداً مقدرة فيها في السابق. |
Dışarıda seninle konuşmak isteyen birileri var. | Open Subtitles | هناك أشخاص بالخارج يريدون للكلام معك الأن وفي العلن |
Bu odada bu çantayı bir daha görmekten ötürü rahatsız olan bazı kişiler var. | Open Subtitles | هناك أشخاص في هذه القاعة كانوا يتمنون عدم رؤية هذه الحقيبة ثانية. |
farkettim ki, resimdeki köprüde birçok insan var ve köprü boyunca insanların yürüdüğünü zorlukla görebiliyorum. | TED | و لاحظت فوق الجسر هناك أشخاص كثيرين بالكاد تستطيع أن تراهم يمشون عبر الجسر |
Fotokopi makinesini onarmaya çalışan, ama onaramayan bir çocuğu oynuyordum çünkü makinenin üzerinde seks yapan insanlar vardı. | Open Subtitles | لقد كنت في دور الشخص الذي يصلح ماكينة التصوير و لكنني لم أستطع تصليحه لأن كان هناك أشخاص يمارسون الجنس عليها |
Seni tekrar görmekten mutluluk duyacak insanlar vardır, eminim. | Open Subtitles | سيكون هناك أشخاص سعيدة لرؤيتك ثانية، أنا متأكّد |
Kasabada onu beş dolara bile vuracak adamlar var, şekerim. Anlatabildim mi? | Open Subtitles | بالأرجح هناك أشخاص بالبلدة قد يردونها لقاء 5 دولارات |
Acı hissetmeyen insanlar da vardır. | TED | هناك أشخاص لا يشعرون بالألم على الرغم من أن ذلك يبدو مثير .. ولكن إن لم تشعر |
Oh, inan ya da inanma çevremde yaptığım işten hoşlanmayan insanlar var. | Open Subtitles | حسنا ، صدقي او لا تصدقي هناك أشخاص لا يحبون ما اعمل |
Sonuçta, haklı olarak, beni alaşağı etmek için çaba gösteren insanlar var. | Open Subtitles | و نتيجة لذلك، كان هناك أشخاص يحاولون الإطاحة بي و لأسباب وجيهة |
Yakınında benim bildiklerimi öğrenirlerse hiç de mutlu olmayacak insanlar var. | Open Subtitles | هناك أشخاص مقرّبون لك لن يكونوا سعداء إذا عرفوا ما أعرفه |
Arabada bekleyen birileri var. - Tamam | Open Subtitles | حاول إعادة تشغيل المصعد 6، هناك أشخاص في داخله، ابدأ العدّ حتى العشرين |
Şikayetiniz nedir? - Evimizde birileri var. | Open Subtitles | احتاج الي الشرطة هناك أشخاص في بيتنا |
Benim de tekrar görmek için her şeyimi vereceğim kişiler var ama sana bu hakkı kim verdi? | Open Subtitles | أنظر ، لقد فهمت هناك أشخاص يمكنني أن أفعل أيشئكي أراهمثانية، |
Şu anda askeri bir darbe düzenlemek için toplanan kişiler var, çok güçIü kişiler. | Open Subtitles | هناك أشخاص أشخاص اقوياء يجتمعون حالياً ، لتجهيز انقلاب |
İnan bana burada kurtulmaktan memnun olacağım bir sürü insan var. | Open Subtitles | صدقيني هناك أشخاص آخرون هنا أفضل التخلص منهم عليك أنتِ |
Bildiğim kadarıyla, sizin adınıza çalışan birçok insan var. | Open Subtitles | كما فهمت فإنه هناك أشخاص يعملون على قضيتك في هذه اللحظة |
Sıkışmış insanlar vardı. Yardım etmeye çalışıyordu. Biz onun arkasındaydık. | Open Subtitles | كان هناك أشخاص محبوسين كان يحاول المساعدة |
Başından beri gerçeği bilen insanlar vardı ama sessiz kalmayı tercih ettiler. | Open Subtitles | كان هناك أشخاص عرفوا الحقيقة طوال الوقت. إنّما إختاروا ألاّ يبوحوا بما لديهم. |
Çok meşgul bir insan olduğunu kabul etmek zorundayım ve eminim ki senin çok az ilgini çekebilmek için yaygara koparan insanlar vardır. | Open Subtitles | يجب أن أعترف أنك رجل مشغول وأنا أعلم أن هناك أشخاص كثيرين يحتاجون الى أهتمامك بشكل خاص |
Asla evden çıkmayan insanlar vardır. Buna, panik sendromu denir. | Open Subtitles | هناك أشخاص لم يخرجواْ قطّ الأمر يُدعى الخوف المتلازم |
bebeği arayan adamlar var, ve eğer bulamazlarsa, onun nerede olduğunu söyleyebileceğinizi düşünebilirler. | Open Subtitles | هناك أشخاص يبحثون عن الطفلة واذا لم يعثروا عليها يعتقدون بأنكِ قادرة على إخبارهم بمكانها |
Tabii ki korkunç suçlar işlemiş insanlar da var. | TED | وبالطبع هناك أشخاص ارتكبوا جرائم فظيعة، |
Sıkışıp kalmış olanlar var. | Open Subtitles | النجدة هناك أشخاص محاصرين في مكان ما |
Yok, ama bu demek değil ki benim de değer verdiğim insanlar yok. | Open Subtitles | كلا لا يعني هذا أن ليس هناك أشخاص يهمني أمرهم |
bazı insanlar feryat figan oldular. Bu insanlar, İndus yazısının bir dili yansıtmadığına inananlardı. | TED | كان هناك أشخاص شرعوا في البكاء ، وكان هؤلاء الناس هم الذين يعتقد أن النص الاندوسي لا يمثل لغة. |