Ama durun. Hâlâ Dahası var. Çünkü bu ülke, hayalperestler tarafından kuruldu. | Open Subtitles | ولكن انتظر لا يزال هناك المزيد لأن هذه البلاد بنيت على الحالمين |
Ama dahası var: ödlek diye düşündüğün güvercin yırtıcı bir kuş tarafından yakalandı ve öldürüldü! | Open Subtitles | لكن هناك المزيد : الوليف الذي طار بعيداً لقد كان جبان وقد اقتنصه طير جارح |
Tamam. daha var mı? Hepsini alıyorum. | Open Subtitles | هل هناك المزيد , سوف أخذ كل شيء القضية إغُلقت |
Bir şey çıkmadı. Onu çabuk bulsan iyi edersin. Dahası da var. | Open Subtitles | .حسناً، حريٌّ بكِ إيجاده سريعاً هناك المزيد |
Biliyorum ve eminim o taşlı noktada bundan çok Daha fazlası var. | Open Subtitles | إن أنفي يخبرني بأن هناك المزيد من الأشياء الجيدة في تلك الصخور |
Hani benimle birlikte suyu çıkmıştı, Artık sadık muhbirlik yoktu. | Open Subtitles | لقد أستطلعت معى ، لن يكون هناك المزيد من الثقة |
Peki niçin gelişmiş ülkelerdeki milyarlarca insanın yüz yüze kaldığı küresel problemleri ele alan daha fazla girişim yok? | TED | فلماذا ليس هناك المزيد من هذه الشركات التي تعالج هذه المشاكل العالمية التي تواجه مليارات الناس في الاقتصادات النامية؟ |
Ally'yi banyodan çıkaracağım. Ocağın üzerinde daha çok var. | Open Subtitles | سأخرج آلي من حوض الاستحمام هناك المزيد في الفرن |
Dahası var. Ama sadece ilki bedava. | Open Subtitles | هناك المزيد ولكن فقط المرة الأولى مجانية |
Bekle, Dahası var. | Open Subtitles | إنتظري ، هناك المزيد الورق اللاصق من أجل |
- Bu, Vengal'ın sicilinde yok. - Dahası var. | Open Subtitles | ليس هذا في تقرير خدمة فينجال هناك المزيد |
Evet ama hikayenin Dahası var. | Open Subtitles | , و كانت تتلاعب بعقلك و فعلت كل شئ للانحراف أجل، هناك المزيد في القصة |
Efendim, FBI'da iki adet saatli bomba bulduk. Muhtemelen Dahası var. | Open Subtitles | سيّدي، وجدنا قنبلتين في مكتب التحقيقات و لهما مؤقّت، و ربما هناك المزيد |
Dur, Dahası var her şey yarı fiyatına. | Open Subtitles | و .. لكن أنتظر لايزال هناك المزيد كل هذا بنصف الثمن |
Daha bitirmedim. Söylemem gereken birşeyler daha var. | Open Subtitles | لم أنته بعد هناك المزيد الذي يجب أن أقوله |
Aslında keçi sakalı. Alt tarafta biraz daha var. | Open Subtitles | انة فى الحقيقة لحية هناك المزيد فى الاسفل |
Keşfedilmeyi bekleyen milyonlarca gezegen daha var. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأن هناك المزيد من العوالم لإستكشافها |
Dahası da var. | Open Subtitles | لا، هناك المزيد تقرير المقذوفات تطابق مع جريمتي قتل أخرتين |
Dahası da var, duysanız aklınız durur! | Open Subtitles | هناك المزيد من هذا أكثر مما كان يحلم |
Dur biraz, Dahası da var. Bu ne ? | Open Subtitles | انتظر لحظة هناك المزيد ما هذا ؟ |
Laboratuvarım binlerce ölü balık topladı, ama çok Daha fazlası duruyor. | TED | وقد جمعت بالفعل في مختبري آلاف مؤلفة من أسماك ميتة، ولكن يظل هناك المزيد منهم. |
Bu şirkette Artık daha fazla kavga olmayacak. daha fazla iç kavga olmayacak. | Open Subtitles | لا هناك المزيد من المُشاجرات في هذه الشّركة ولا مزيد من الصّراعات الدّاخلية |
Fakat eğer düşünürseniz ve organize olursanız zeminden çok daha fazla destek görürsünüz. | TED | لكن هناك المزيد من الضغوط من القواعد اكثر مما تعتقدون، إذا بدأنا بالتنظيم. |
Hadi yiyin çocuklar, geldiği yerde daha çok var, yolun karşısında. | Open Subtitles | حسنا، تلتهم، والأولاد، هناك المزيد الكثير حيث أن جاء من ... |
Tek kulübe mi var yoksa etrafta Başka var mı? | Open Subtitles | هل هناك كوخ واحد، أو أنّ هناك المزيد في الجوار؟ |