"هناك سبيل" - Traduction Arabe en Turc

• bir yolu
• yolu var
• bir yol
• yolu vardır

Oradan bir görüntü almanın bir yolu var mı?
هل هناك سبيل لتحديد ما يحدث بالأسفل هناك؟

Kimseyi arkada bırakmayız ama bunu yapmanın bir yolu, yordamı vardır. Bana güvenin. Benim işim bu.
لن نترك أحد، ولكن هناك سبيل للقيام بهذا ثق بيّ، هذا ما أتقنه

Phantom Zone'dan çıkmanın tek bir yolu var.
هناك سبيل وحيد للخروح من المنطقة الشبحية

Eh, bulmak için tek bir yol var, Ama henüz denemeye hazır olduğumu sanmıyorum.
حسناً, هناك سبيل لإكتشاف ذلك لكنني, لا أظن نفسي جاهزاً لتجربته

Onu buradan çıkarmanın başka bir yolu olmalı. Tavandan falan da olabilir.
لابد وأن هناك سبيل آخر لإخراجه من هناك لربما عبر السقف أو ما شابه

Eğer B613'ün hesabı kendi sunucularındaysa oraya girmenin tek bir yolu var.
إن كان حساب بي613 على شبكتهم هناك سبيل واحد لدخوله

Pekâlâ. Öğrenmenin bir yolu olabilir.
حسنا ، ربما يكون هناك سبيل للتأكد

Bu yüzden yedi ay sonra karşılaştığımızda onun hakkından gelmemin tek bir yolu vardı.
لذا عندما صادفتها بعد سبعة أشهر ، فقد" "كان هناك سبيل واحد للتعامل معها

Kardeşine fiske vurmasının bir yolu yok.
ليس هناك سبيل أنه سينقلب على أخيه.

Artık önüne geçmenin bir yolu yok.
وليس هناك سبيل لإيقافها.. لقد فاز

Yaptım çünkü başka bir yolu yoktu.
"فعلتها لأنه لم يكن هناك سبيل آخر " "لأقصده"

Bu işi bitirmenin tek yolu var.
هناك سبيل وحيد للخروج من هذا الموقف

- Öğrenmenin tek yolu var.
لكن هناك سبيل واحد لإكتشاف ذلك.

Snart, o aletin oradan çıkmasının tek bir yolu var.
(سنارت)، هناك سبيل واحد لخروج قطعة التقنية تلك من هنا

Bunu öğrenmenin tek yolu var.
هناك سبيل وحيد للتأكد.

- McKay! Athar'ın yeniden düşünmesini istemek için bir yol var mı?
مكاى هل هناك سبيل لآثار لكى تعيد النظر ؟

Ama başka bir yolu vardır. İş o noktaya gelmeyecek. Cisco, yardımın gerekecek.
ولكن هناك سبيل آخر لن تؤول الأمور لهذا