Sanırım bu durumda yapılması gereken tek bir şey var. | Open Subtitles | فى هذه الحالة ، أعتقد أن هناك شيئاً واحداً لكى افعله |
Ölünce, olmasını istediğin tek bir şey var. | Open Subtitles | عندما تموتين، هناك شيئاً واحداً تريدنيه أن يحدث. |
Bu sesi çıkarabilecek sadece tek bir şey var, diye düşündüm. | Open Subtitles | وتذكرت أن هناك شيئاً واحداً يصدر هذا الصوت |
Tüm ilişkilerimden öğrendiğim tek bir şey var Yahudi erkekler, Porto Ricolu erkekler, Aborjinler bir ilişkide sır saklayamazsın. | Open Subtitles | هناك شيئاً واحداً تعلمته من كل علاقاتى من اليهود, البرتغاليين, الهنود لا يمكنك ان تحتفظ بسر فى العلاقه |
Tüm ilişkilerimden öğrendiğim tek bir şey var Yahudi erkekler, Porto Ricolu erkekler, Aborjinler bir ilişkide sır saklayamazsın. | Open Subtitles | هناك شيئاً واحداً تعلمته من كل علاقاتى من اليهود, البرتغاليين, الهنود لا يمكنك ان تحتفظ بسر فى العلاقه |
Anlamadığım tek bir şey var | Open Subtitles | هناك شيئاً واحداً لم أستطع تبيانه |
Ama bu dünyada yapmak istediğim tek bir şey var. | Open Subtitles | ولكن هناك شيئاً واحداً صغيراً أريد القيام به في هذه الحياة... |
Bitirilmesini istediğim tek bir şey var ve bu konu tartışmaya açık değil. | Open Subtitles | "هناك شيئاً واحداً أريده أن يتم" "ولا أريد أي جدال في ذلك" |
Ama tek bir şey var. | Open Subtitles | .. لكن هناك شيئاً واحداً |
Clark unutmayacağım tek bir şey var. | Open Subtitles | أتعلم يا (كلارك)، هناك شيئاً واحداً لن أنساه أبداً |
Şimdi, unutmayın, yapabileceğiniz tek bir şey var... Zincirlenmiş adamın tanktan çıkarılması için bağırabilir, ağlayabilirsiniz. | Open Subtitles | والآن تذكروا أن هناك شيئاً واحداً فقط يسمح لكم بالقيام به هو أن تسحبوا الرجل موثقاً يصرخ ويستنجد خارج هذه الزنزانة ! |