"هناك على" - Traduction Arabe en Turc

    • Orada
        
    • Oraya
        
    • oradan
        
    • az
        
    • tarafta
        
    • üzerinde
        
    Ve Orada, oturduk, ve Orada Everest Dağı'nda neyin yanlış gittiğini sorguladık. TED وهناك، جلسنا أسترجعنا بسرعة ما حصل بصورة خاطئة هناك على جبل آيفرست
    En azından Orada düşmanın gözünün içine bakabiliyordun. Sadece biz ve onlar vardık. Open Subtitles هناك على الأقل يمكنك أن تنظري في عين عدوك إما نحن أو هم
    Oraya gidip en azından adının ne olduğunu öğrenmek bana mantıklı geliyor. Open Subtitles يبدو معقولا بالنسبة لي أن أذهب هناك على الأقل وأكتشف ما يُسمّى
    Oraya yanımda hiçbir medikal ekipman olmadan koştum. TED جريت إلى هناك على الأقدام. و لم يكن لدى أي معدات طبية.
    Yukarı baktım ve dumanın oradan, tepeden geldiğini gördüm. Open Subtitles نظرت إلى أعلى ورأيت الدخان ينبعث من هناك, على الربوة
    Uydu bağlantısı kurulur kurulmaz oradan canlı yayına geçeceğiz. Open Subtitles سنتوجه هناك على الهواء قريباً حالما نحصل على إمداد القمر الصناعي
    Onu dışarı çıkarabilsek bile başetmemiz gereken en az 3 kişi daha var. Open Subtitles حتى إن هاجمناه في الخارج، هناك على الأقل ثلاثة أشخاص يجب التعـامل معهم.
    Sağ tarafta mercan merkezlerinden birazını görebilirsiniz. TED تمكنك أن ترى بعض أنوية الشعب المرجانية هناك على اليمين.
    Ne demek üzerinde çalışıyorum? Blok boyunca neden tezgahımız yok? Open Subtitles لما ليس لدينا مكان واحد للبيع هناك على الأقل ؟
    Nasıl olur da bir randevu sonrası Orada kalmamı bir randevuyla eşdeğer görür? Open Subtitles لماذا هناك على الارض شخص يعتقد ان النوم لليلة يساوي موعداً اخراً ؟
    Her neyse. Bir şey anlamadıktan sonra niye Orada olmak isteyim ki zaten? Open Subtitles لماذا قد أرغب بالتواجد هناك على أيّ حال، طالما لا أستطيع فهمَ شيء؟
    Öyle bir alacaksın ki yeni sahibi istihbaratın Orada olduğunu anlamayacak. Open Subtitles بدون أن يشعرَ مالكها الجديد أنها قد كانت هناك على الإطلاق
    Yani evet belki de Büyükbaba Orada öylece oturuyor ve bizi bekliyordur. TED نعم، ربما يجلس جدهما هناك على السطح وينتظرنا.
    Bakın, hüviyetimi selde kaybettim de... nasıl olsa Oraya girdiğinize göre, belki... bana biraz Old Harper alır mısınız... alkollü içki? Open Subtitles و كنت متساؤلاً، بما انك ذاهب إلى هناك على أي حال، هل يمكنك أن تجلب لي بعض الخمر القوي؟
    İnan bana, bir daha asla Oraya dönmeyeceğim en azından o yokken. Open Subtitles لن أعود هناك ثانية .. يمكننى أن أخبرك بهذا ليس عندما لا يكون هناك على أى حال
    Onları geri ara ve Orada kalmalarını söyle. Şimdi Oraya gidiyoruz. Open Subtitles أخبريهم أن يبقوا كما هما سنكون هناك على الفور
    Ateşleme için hazırlık, basit bir prosedür gibi görünebilir, ...ama oradan canlı çıkmak mı? Open Subtitles الاستعداد للانطلاق قد يكون إجراء بسيطا نسبيا ولكن الوصول إلى هناك على قيد الحياة؟
    Biliyorum, ama Bay Huxley'in oradan canlı çıkmasını istiyorsanız... bu işi halletmeme izin verin derim, tamam mı? Open Subtitles أعرف، لكن إذا تريدين رؤية السيد هوكسلي إخرج من هناك على قيد الحياة دعيني أعالج هذا، حسناً؟
    Her halükarda oradan geçeceğim. Seni de bırakırım. Open Subtitles انا ذاهب الى هناك على اية حال وسوف اقلك الى هناك
    Onu dışarı çıkarabilsek bile başetmemiz gereken en az 3 kişi daha var. Open Subtitles حتى إن هاجمناه في الخارج، هناك على الأقل ثلاثة أشخاص يجب التعـامل معهم.
    O gün hastanede çalışan en az on tane hemşire vardı. Open Subtitles لقد كان هناك على القليل درزن من الممرضات في تلك الليلة.
    Hiçbir şey gözükmüyor. Bu tarafta hiçbir şey yok. Dağın öbür tarafında olmalı. Open Subtitles لايوجد احد هناك على طول الطريق فقد حدثت على الجانب الآخر
    BM ve BM Koruma Gücü hiçbir şey yapmıyor ama diğer tarafta duruyorlar. Open Subtitles قوة الأمم المتحدة لا تفعل شيئا, لكن تبقى هناك على الجانب الآخر
    Yerde çamurun içinde öylece kıvranırken sonra botlarımla onun üzerinde tepineceğim. Open Subtitles و بينما هو يتلوى هنا و هناك على الأرض في القذارة
    Ancak başka birşeyi daha farkedeceksiniz. Güneşin üzerinde çillerin olduğunu. TED لكنكم ستلاحظون أمرا آخر، وهو أن هناك على وجه الشمس نمشا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus