"هناك ليس" - Traduction Arabe en Turc

    • yok
        
    • değil
        
    O yaşıyor ve dışarıda. Ne yaptığı hakkında da bir fikrim yok. Open Subtitles لقد كان حياً هناك ليس لدي أية فكرة عما يجب القيام به
    Bir kalem kutusu ama siyah kutu yok. Open Subtitles مفتوحة اقلام صغير اسود صندوق هناك ليس لكن
    Bugünkü planda bu yok. İşte bu kadar. Open Subtitles توريدات اى هناك ليس المواعيد جدول فى مسجلة
    Pekala, bakalım. Telefon faturası, yurt dışı yok. Open Subtitles بعيدة مكالمات هناك ليس تليفون، فاتورة هنا.
    Kağıt üzerinde güzel görünüyor, ama orada kabul görecek bir kağıt değil. Open Subtitles ، الآن، يبدو هذا جيداً على الورق لكن الأسطول هناك ليس ورقى
    Çin Mahallesinde bunu satan çok fazla dükkân yok. Open Subtitles حسنا، هناك ليس كلّ قطعة أماكن في الحيّ الصيني ذلك البيعه.
    Masada bir sürü gazete yok mu? Open Subtitles هل هناك ليس عدة ورقات على هذا الجدول هناك؟
    Orada önemli bir şey yok. Open Subtitles أذا لا داعى للذهاب إلى هناك ليس فيهما شىء هام
    -Tamam baloncuk yok... Open Subtitles لاتسكب عليه حساء فقط لأنه هناك ليس عليك أن تتذوقه
    Evet, yukarıdakilerin bize karşı hiç saygıları yok, hiçbirşeyimize! Open Subtitles أجل، إنّهم لا يحترموننا هناك ليس هناك أيّ احترام
    Bunu kendin söylemiştin. Orada ölen insanların seçme hakları yok. Open Subtitles الرجال الذين يموتون هناك ليس لديهم خَيار
    Ama oraya gidildiginde neyle karsilasacaginiza dair en ufak bir fikriniz bile yok. Open Subtitles لكن هناك ليس لديك أدنى فكرة ما الذي يمكنك مواجهته
    Sanırım bununla nasıl başa çıkabileceğimi anlatan bir kullanma kılavuzu yok. Open Subtitles .. اعتقد هناك ليس هناك كتاب ارشادي من اجل التصرف مع هكذا امور ، اليس كذلك ؟
    Tüm bu insanlar dışarda, burada neler döndüğüne ilişkin hiçbir fikirleri yok. Open Subtitles كل الاشخاص الموجودين هناك , ليس لديهم أي فكرة ما الذي يحدث في الاسفل هنا
    Orada bir halk var sadece yönetimsel hatalar ya da bürokratik aksilikler yok. Open Subtitles يوجد مجتمع هناك ليس مجرد سجل من الخلط الإداري والعبث البيروقراطي
    Orada yaşayan insanların gidecek başka yerleri yok. Open Subtitles الناس الذين يعيشون هناك ليس لديهم مكان ليذهبوا إليه.
    Oraya girmiyorsun. Orada ne olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok. Open Subtitles لن تدخل إلى هناك ليس لدينا أي فكرة عما يوجد هناك
    Amerikalılar seçim için bizi zorladıklarından beri orada yetkimiz yok. Open Subtitles ليس لدينا اي سلطة قضائية هناك ليس بعد ان اجبرنا الأمريكان لعمل انتخابات
    Arkadaşım filan da yok. Open Subtitles لكن لا أعرف أحد هناك ليس وكأن لدي أصدقاء
    Burada yada orada olalım, bizim için kendimiz ve gemiden... önemli değil. Open Subtitles إن كنا هنا أو هناك ليس لدينا شيئاً بإستثناء السفينة وبعضنا البعض

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus