Bir gün okuldan eve dönüyorsun, evde başka bir adam var. | Open Subtitles | يوماً ما أتيت إلى المنزل مبكراً من المدرسة، لقد كان هنالك رجلاً آخر. |
Çünkü orada çok kötü bir adam var. | Open Subtitles | لأنّ هنالك رجلاً شرّيرًا |
- Sakallı bir adam var. | Open Subtitles | هنالك رجلاً لديه لحية |
Affedersiniz. Daha önce burada yaşayan bir adam vardı. Kaçırılan küçük de bir oğlu vardı. | Open Subtitles | اعذرني، كان هنالك رجلاً يعيش هنا كان لديه ولداً والذي اختطف |
Arabanın içinde bir adam vardı ve... | Open Subtitles | كان هنالك رجلاً في تلكَ السيّارة، إنـّه.. |
Bir kaç gün önce Jang Tae San'ı arayan bir adam vardı. | Open Subtitles | كان هنالك رجلاً يبحث عن تاي سان منذ بضعة ايام |
Tamam, farz edelim ki adamın biri bir kızla çalışmak zorunda ve adam bundan nefret ediyor ama elinden başka bir şey gelmiyor çünkü başka seçeneği yok. | Open Subtitles | -حسناً، فرضاً ... هَب أنّ هنالك رجلاً مضطرّ للعمل مع فتاة، ولكنّه يكره فعل ذلك -وللأسف، ليس أمامه خيار آخر |
Ferg aradı, adamın biri bir at tarafından sürüklenmiş. | Open Subtitles | ، (اتصل (فيرغ . و قالَ أنّ هنالك رجلاً جرّه حصان |
Yan odada bir adam var. | Open Subtitles | هنالك رجلاً فى الحجرة الآخري. |
- Dışarıda bir adam var. - Seksi mi? | Open Subtitles | هنالك رجلاً بالخارج - هل هو جذاب؟ |
bir adam var. Ray. | Open Subtitles | هنالك رجلاً إسمهُ (راي) |
bir adam vardı. Siyahlar giyinmişti. | Open Subtitles | وكان هنالك رجلاً بلباس كامل أسود |
Bir zamanlar öyle tuhaf bir yaşam süren bir adam vardı ki, gerçek olmalıydı. | Open Subtitles | كان هنالك رجلاً يعيش حياة في غاية الغرابة... أغرب من أن تكون حقيقية |
Başka bir adam vardı, Stefan. Fakat, onu sadece bir kez gördüm. | Open Subtitles | كان هنالك رجلاً اَخر، (ستيفن) لكني رأيته لمرةٍ واحدة فقط... |