Sanki şey gibi-- sanki o zamandan beri Bir şeyler yanlış gidiyor gibi. | Open Subtitles | كنت بانتظار ذلك ذلك الشعور ان هنالك شيء ما خاطىء منذ تلك الليلة |
Nedense Bir şeyler vurmak erkeği tamamen yaşıyormuş gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | هنالك شيء ما عن الرماية تشعر الرجل بأنه ينبض بالحياة |
Sanırım orada yaşayan Bir şeyler var. | Open Subtitles | أعتقد بأن هنالك شيء ما يعيش بالداخل هناك |
Orada bizi bekleyen bir şey var, ve o bir insan değil. | Open Subtitles | هنالك شيء ما في الخارج ينتظرنا... . أنا متيقن إنّه ليس برجل |
Hareket etme. Kımıldama. Burnunda bir şey var dostum. | Open Subtitles | أوه، صاحب الأنف البنّي ، لا تتحرك هنالك شيء ما على أنفك |
Sana yardım için buradayım, eğer yapabileceğim bir şey varsa söyle. Rahatlamaya çalış. | Open Subtitles | انا هنا للمساعده, اذا هنالك شيء ما انجزه لك,اعلميني بيه. |
Bana mı öyle geliyor yoksa, gerçekten Don ve Kim Hall arasında Bir şeyler mi var? | Open Subtitles | هل انا فقط من يحس بهذا أم أنه هنالك شيء ما بين دون وكيم هال؟ |
Doktor'la ilgili Bir şeyler var, ...hem ona borçluyum, o olmasaydı ne sen ne annen benimle olurdunuz! | Open Subtitles | هنالك شيء ما بخصوص الدكتور و نحن ندين له بذلك لم أكن لأحصل عليك أو على والدتك بدونه |
Yapabileceğiniz Bir şeyler olmalı Dr. Hartman. | Open Subtitles | يجب أن يكون هنالك شيء ما يمكنك القيام به دكتور هارتمان |
Bir şeyler dönüyor ve federallerin haberi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | هنالك شيء ما يحدث ونحن لا نعلم عنه |
Yapabileceğim Bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | -لا بدّ أن هنالك شيء ما يمكنني القيام به |
Tamam, belli ki büyük Bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | حسناً , بكل وضوح , هنالك شيء ما أكبر يحدث هنا . |
Bir şey olmalı, yerine oturmayan Bir şeyler ya da... eski Bir şeyler. | Open Subtitles | يجب ان يكون هنالك شيء ما شيء ما في أي مكان أو شيء ... قديم |
Orada canlı Bir şeyler olabilir. | Open Subtitles | أعتقد بأن هنالك شيء ما حيّ |
Sanki oradan direkt bana bakan bir şey var gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أحس بأن هنالك شيء ما هناك يحدق الي مباشرة |
Aşağıya atabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هنالك شيء ما يمكنني إسقاطه في الأسفل؟ |
Çok tuhaf, sende bana ünlü bir banka hırsızını hatırlatan bir şey var. | Open Subtitles | غريب، هنالك شيء ما يتعلق بك ويذكرني بسارق مصرف مُحدّد |
Onda çok ama çok yanlış bir şey var. | Open Subtitles | أنا أعني, هنالك شيء ما. شيء ما خاطئ حولها. |
Bak, eğer Pope'la aranızda bilmem gereken bir şey varsa söyle bana. | Open Subtitles | انظري ان كان هنالك شيء ما بينك وبوب علي ان اعرفه فقط اخبريني |
Sormak istediğim bir şey varsa, sor gitsin Tom. | Open Subtitles | إذا كان هنالك شيء ما تريد سؤالي إياه, تفضل إسأل. |
Eğer benim her zaman gülmemi sağlayan bir şey varsa, o bir çocuğun kahkahasıdır. | Open Subtitles | وإن كان هنالك شيء ما يجعلني ابتسم إنها ضحكة طفل |