buraya, beklemek için binlerce yer ve yüzlerce saatimizi verdiğimiz bu yere nasıl geldik? | TED | كيف وصلنا هنا حيث نكرس مئات الأفدنة ، والآلاف من ساعات للانتظار؟ |
Dedim ki kendi kendime, diğer yüz çocuk da dahil olmak üzere biz buraya ayidiz. | TED | لذا قلت لنفسي، مع هؤلاء المئات من الأطفال هنا حيث أنتمي. |
Eğer izin verirseniz, hastam trene buradan binecek. İzninizle. | Open Subtitles | لو سمحتوا لى, هنا حيث سيصل مريضى من الخارج |
Onların kanını tam burada, Draba'nın öldüğü yerde görmek istiyorum! | Open Subtitles | أُريد أن أرى دمائهم تعُم المكان هنا حيث مات درابا |
İşte burada daha büyük olarak. | Open Subtitles | الآن هنا هو على مِقياس أكبر كثيرا. هنا حيث هي. |
Burası diğer tur arkadaşınızı alacağımız yer biraz garip bir kız. | Open Subtitles | هنا حيث توجد رفيقة رحلتك الآخرى إنها غريبة الأطوار بعض الشىء |
Zaman orada blok sayısı ile doğru orantılı olarak artar. | TED | هنا حيث الزمن يتزايد كميًا إلى عدد الأحجار المتواجدة. |
Kepler Uzay Teleskobu, yıllardır buraya odaklanıyor. | TED | هنا حيث يركز تلسكوب كبلر الفضائي منذ سنوات |
Demek burada yaşıyorsun. Annem buraya bayılacak! | Open Subtitles | اذن هنا حيث تعيش أمى سوف يعجبها المكان هنا كثيراً |
...senin de şikayet ettiğin üzere sana bir şey anlatmadığım halde buraya geldiğini nasıl bildin? | Open Subtitles | كيف عرفت أنه قادم إلى هنا حيث أنك ذكرت قبل برهة أنني لم اخبرك بأي شيء؟ |
Mülteciler belgelerini buradan mı alıyor? | Open Subtitles | هل هنا حيث يحصل اللاجئون على أوراق التعريف؟ |
buradan ana girişe giriyorsunuz. | Open Subtitles | النظرة، هنا. هنا حيث تَجيءُ في المدخلِ الرئيسيِ. |
yüksek teknolojili, sofistike bir gaz bloğumuz var ön tarafta, kolayca ulaşılabilen bir yerde. | TED | هي التكنولوجيا المتطورة، والغاز المتطور على المقدمة هنا حيث أنه من السهل الوصول إليها. |
Fakat onları kimsenin bulamayacağı bir yerde tutuyoruz. | Open Subtitles | ولكن علينا الاحتفاظ بها هنا حيث لا أحد يستطيع العثور عليهم |
Alarm paneli işte burada. Gerisini biliyorsun. | Open Subtitles | هنا حيث توجد لوحة جرس الإنذار، والباقي تعرفه |
İşte burada kredi memuru ve unvan sigorta şirketiyle anlaşıyorsunuz. | Open Subtitles | هنا حيث التقيتَ مع مسؤول القروض وشركة التأمين |
Sedir yağı, lake cilası. Burası katilin, cesetleri mumyaladığı yer. | Open Subtitles | زيت الأرز ، والطلاء هنا حيث قام القاتل بتحنيط الجثث |
Burası, dışarısı tekrar güvenli olana dek kalmak zorunda olduğumuz yer. | Open Subtitles | هنا حيث يجب أن نبقى حتى يكون اَمناً أن نخرج مجدداً |
orada uyurum, geceleri sen ve ben konuşur dururuz. | Open Subtitles | هنا حيث أنام لذا في الليل ، أنتي وأنا يمكننا أن نسهر لوقت متأخر ونتحدث |
- Burada mı buldunuz? | Open Subtitles | الرجل الكبير يود التحدث اليه هنا حيث وجدته؟ |
Ölüler buradaydı. Şimdi karlar altındalar. | Open Subtitles | هنا حيث الموتى كانوا لقد إختفوا تحت الثلج الآن |
Affedersiniz. Delmare Berry burada mı oturuyor? | Open Subtitles | المعذرة, هل يمكنك إخبارى هل هنا حيث يقطن ديلمور بيرى ؟ |
İşte burda, Kevin gelip kameranın karşısına oturuyor ve tüm gece kalkmıyor. | Open Subtitles | (هنا حيث جلس (كيفين أمام الكاميرا طوال الليل |
Dini eğitim, işte bu noktada hatamızda çok ileri gittik. sadece anlaşılması zor doktrinlere odaklandık. | TED | التعليم الديني، ها هنا حيث مضينا بطريقة خاطئة، مركزين فقط على صعوبة مذهب الإعتقاد الديني. |
Aranızda Kuzey Pennsylvani'dan olan var mı bilmiyorum. Fakat Burası benim küçücük ciğerlerimle ilk 19 yılımı geçirdiğim yerdi. | TED | لا أعرف إن كان أي شخص ينحدر من شمال شرق بنسلفانيا. لكن هنا حيث قضيت أول 19 عاماً مع رئتي الصغيرتين. |