İşi kapmak için veya seni kundağa sarmak için buradayım. | Open Subtitles | أنّني أسعى لاستعادة عملي أو أنّني هنا كي أرعاكَ بحناني |
Şu anda senden daha iyi olduğumu söylemek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا كي أخبرك بأني أفضل منك في الوقت الحالي |
Oraya gidip, kasetleri alıp, kimlik teşhisinde bulunman için buraya getirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لابد أن أذهب إلى هناك وأحضر الأشرطة وأعود بهم إلى هنا كي تتعرفي عليهم |
Sadece karıma biraz dondurma almak için buraya geldim. | Open Subtitles | جئت إلى هنا كي أحضر مثلجات القهوة لزوجتي |
Buraya Deniz Kuvvetlerinden uzaklaşmak için geldim. Uçmaktan uzaklaşmak için. | Open Subtitles | أتيت هنا كي أبتعد عن سلاح البحر ولأبتعد عن الطيران |
Sen muhabirsin. Haber hazırlamak için buradasın. | Open Subtitles | أنت مراسل صحفي وأنت موجود هنا كي تقوم بتغطية صحفية |
Kutsal İttifakın yönetimi kimde olursa olsun... savaşmak için buradayız. | Open Subtitles | أياً كان من يقود هذا التحالف العظيم فنحن هنا كي نقاتل |
Dinle, buraya hayatımın nasıl karardığını sormaya mı geldin? | Open Subtitles | هل حقاً اتيت الى هنا كي تسالني عن حياتي الفاسدة؟ |
Bugün size bilimsel kanıtların, bu varsayımların doğru olmadığını söylediğini anlatmak için buradayım. | TED | أنا هنا كي أخبركم بأن الدليل العلمي يقول بأنه لا يوجد إثبات على صحّة هذه الإفتراضات |
Bana bak, buraya memeni çimdiklemeye gelmedim. Hayatını kurtarmak için buradayım. | Open Subtitles | لست هنا لأعد لك طعامك أنا هنا كي أنقذ حياتك |
Amerika'dan geliyorum, ve Mieke'yi görmek için buradayım. | Open Subtitles | أَنا مِنْ أمريكا، وانا هنا كي أَرى ميكي. |
Ama Tanrı'nın yanınızda olduğunu söylemek için buradayım. | Open Subtitles | . . لكنني هنا كي أخبركم يا رفاق الرب معكم |
Ama artık korkmuyorum. Size gerçeği anlatmak için buradayım. | Open Subtitles | لكنني لم أعد خائفاً أنا هنا كي أقول الحقيقة |
Sakin ve sükûneti için buraya geldi. | Open Subtitles | لقد أتى إلى هنا كي ينعم ببعض الهدوء والراحة |
Bir daha benimle konuşmak istemediğini söylemek için buraya geldin. | Open Subtitles | انتِ أتيتي الي هنا كي تُخبريني انكِ لا تريدين ان تسمعي عني |
Editörüm, bir hikâye yazmak için buraya geldiğimi biliyor. | Open Subtitles | محرري يعلم أنّي أتيتُ إلى هنا كي أكتب تقريراً |
Bu kâfileri gebertmek için buraya geldik, şımartmak için değil. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هنا كي نقتل أؤلائك الزنادقة و ليس تدليلهم |
Buraya Asyalı insanlar için dizayn ettiğimiz... yeni ürünü sunmak için geldim. | Open Subtitles | أتيت هنا كي أقدم لكِ خطنا الجديد في منتجاتنا مصممة خصيصاً للأسيوين |
Beni yemeğe götürmek için buradasın. | Open Subtitles | لا تقل لي. أنك هنا كي تأخذني لتناول الغداء؟ |
Neyse, siktir et bunları. Eğlenmek için buradayız, değil mi? | Open Subtitles | انسي هؤلاء الرجال نحن هنا كي نلهو ؟ |
buraya beni görmeye, bana söylemeye geldin. | Open Subtitles | لكن هذا يعني شيئاً أنك أتيت إليّ هنا كي تتحدث إليّ |
Belki de onları hoşça kal öpücüğü verebilesin diye buraya getirmeliyim. | Open Subtitles | ربما يجب أن أحضرهما هنا كي تودعهما للأبد |
Buraya bu kâfirleri öldürmek için geldik, şımartmak için değil. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هنا كي نقتل أؤلائك الزنادقة و ليس تدليلهم |
Sana teşekkür etmeye geldim. Şimdiye kadar verilmiş en önemli hediyeyi verdin bana. | Open Subtitles | أنا هنا كي أشكرك، لقد أعطيتني أعظم هبة لم أخذها من أحد من قبل. |