Babamı size bırakmamalıydım ama artık burada, onunla birlikte yaşayamam. | Open Subtitles | لايجبعليأنوالديلكن.. لكن لا يمكنني العيش هنا معه بعد الآن. |
Eve gitmek istiyorum. Ve burada onunla kalmıyorum. | Open Subtitles | أريد الذهاب إلى المنزل, و لن أنتظر هنا معه |
İçerideki bir şey bizi hasta ediyor ve bizi burada onunla birlikte tutuyorsunuz. | Open Subtitles | شيء ما هنا يُسبب لنا المرض، و أنتم تحتجزوننا هنا معه |
Burada, Onun yanında olmalıyım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأني يجب أن أكون هنا معه |
Bu şekilde Onunla burada olamam. | Open Subtitles | لاأستطيع أن أبقى هنا معه وهو بهذه الحال. |
- Uçak gidene kadar kalacağım. | Open Subtitles | انا ساظل هنا معه حتى تقلع الطائرة بشكل امن- |
Gord, Lana öldürüldüyse katil hâlâ kaçaktır ve burada onunla sıkışıp kaldık demektir. | Open Subtitles | غورد, أذا هي قتلت, فأن قاتلها حر طليق ونحن محاصرون هنا معه |
Kilisede olanlardan sonra, seni burada onunla bırakmam. | Open Subtitles | لن أتركك هنا معه بعد الذي حدث في الكنيسة |
Sadece burada onunla bir dakika kalmanı istiyorum. | Open Subtitles | كل ما اود منك ان تبقي هنا معه للحظة |
Trene binin yoksa burada onunla kalırsınız. | Open Subtitles | إركب القطار، وإلا ستبقى هنا معه |
Gerektiği kadar burada onunla yaşayacaksın. | Open Subtitles | ستعيش هنا معه حتى يتم تعليمه. |
Güzel. burada onunla kalıyorum. | Open Subtitles | حسنا , سأبقي هنا معه |
Gerçekten burada onunla kalacak mısın? | Open Subtitles | ستبقين هنا معه فعلاً؟ |
burada onunla ne işin var? | Open Subtitles | ما الذي تفعلينه هنا معه ؟ |
O kafatası şey beni burada onunla birlikte tutmaya çalıştı. | Open Subtitles | حاول رجل الجمجمة سحبي هنا معه |
Hayır, burada onunla birlikte sarayda kalacaksın Lady Pole. | Open Subtitles | لا، ستبقيان هنا معه في القصر يا سيدة (بول) |
Burada, Onun yanında olmalıyım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأني يجب أن أكون هنا معه |
Onun yanında bekliyorsun, sen iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | أنت صديقة جيدة لبقائك هنا معه هكذا |
Elbette, zaten ben de Onun yanında olmak istemiyorum. | Open Subtitles | ؟ ) - بالتأكيد - لم أكن أريد أن أكون هنا معه على أيه حال |
Arkasında bıraktığı oğluyum, Onunla burada kapana kısılan biri en sonuna kadar yıllarca süren aramanın sonunda babasının bana ödeyeceği borcu var, ruhu serbest bırakıldı ve eve gideceğim. | Open Subtitles | أنا الإبن الذي تركته خلفها، الذي حُوصر هنا معه... حتّى، أخيرا... |
Onunla burada mı kalacaksın? | Open Subtitles | بين أن تبقى هنا معه |
Ben bu gece onunla kalacağım. | Open Subtitles | سأبقى هنا معه اللّيلة. |