| Evet, ama eminim şuan birileri benim gerçek kimliğimi öğrenmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أجل، لكن الأن أعتقد بأن شخصا ما يحاول اكتشاف هويتي الحقيقية. |
| Bu turnuvayı kazandığım zaman gerçek kimliğimi açıklayacak, hak ettiğim saygıyı elde edeceğim. | Open Subtitles | عندما أفوز بهذه البطوبة سوف أكشف هويتي الحقيقية للحصول على الشرف الذي أستحقه |
| Fakat bir yıl sonra, yine Julilliard'da okumuş, benim müzisyen olarak kendi kimliğimi bulmama yardımcı olan başka bir müzisyenle tanıştım. | TED | لكن بعد سنة التقيت بموسيقي درس ايضاً في جوليارد، شخص قام بمساعدتي كثيراً في ايجاد صوتي وتشكيل هويتي كموسيقي |
| Kim olduğumu bilmiyorsun ve beni öldürmeye geldin, öyle mi? | Open Subtitles | ليس لديك فكرة عن هويتي ومع ذلك أنت هنا لقتلي |
| Biliyorum bu çocukça ve uzun zamandır benim Kimliğimin bir parçası | Open Subtitles | أنها صبيانية وأنه قد تم جزء من هويتي للطريق طويل جداً. |
| Ve size bu bilgiyi doğrudan verirsem, bu sizin araştırmaya ve parçaları birleştirmeye çalışmanızdan çok daha farklı bir kimlik olur. | TED | وإذا قدمت لكم هذه المعلومات بشكل مباشر، فإنها هويتي ستختلف كل الاختلاف عن هويتي إذا حاولتم معرفتها من خلال أجزاء ومقاطع. |
| Sonuçta ise şunu öğrendim: "kimliğimi yeniden oluşturmaya ve kendi hikayemi yaratmaya ihtiyacım vardı. ["Özgürlüğü Bulmak: Kendi hikayelerimizi oluşturmak ve yaşamlarımızda yeni metinler oluşturmak, | TED | ونتيجة لذلك ، أدركت أنني بحاجة لكتابة قصصي بنفسي حول هذه التجربة، رواية جديدة ﻷستعيد هويتي |
| Başkalarının vermiş olduğu benim de içselleştirdiğim cevapları dönüştürmeye çalışıyordum. Tekerlekli sandalye kullanmaya başladığımdan beri kimliğimi şekillendiren kalıpları umulmayan görüntüler yaratarak dönüştürmeye çalışıyordum. | TED | كنت أعمل على تحويل تلك الانطباعات الداخلية، أحول الأفكار المسبقة التي شكلت هويتي عندما بدأت باستخدام الكرسي المتحرك عن طريق خلق صور غير متوقعة. |
| 10 yıl kimliğimi sakladıktan sonra Güney Kore'ye gitme riskini alma | TED | ولهذا، وبعد عشر سنوات من إخفاء هويتي قررت المخاطرة بالذهاب إلى كوريا الجنوبية |
| Eğer toplumsal kimliğimi siyahi bir kadın olarak belirtirsem, genlerimle ilgili bilimsel sonuçları nasıl elde edebilirlerdi? | TED | وكيف سيكون بمقدورهم عمل نتائج علمية حول جيناتي لو سجلت هويتي الاجتماعية كامرأة سوداء؟ |
| kimliğimi tanımlarken kullandığım dili öğrenin. | TED | تعلموا اللغة التي أستخدمها لوصف هويتي الشخصية. |
| Olan şuydu: New York şehri bir derece benim kimliğimi yedi, çünkü insanlar bunu kopyalamaya başladı. | TED | وما حدث كان متعلقا بالهوية حيث أن نيويورك إلى حد ما التهمت هويتي لأن الناس بدأوا ينسخونها |
| Ve morga girmek için benim kimliğimi kullanmadınız. | Open Subtitles | و أنت لم تستخدم هويتي لتدخل مستودع الجثث ؟ |
| Sekreterin beni kimliğimi tespit etmeden içeri aldı. | Open Subtitles | سكرتيرتك سمحت لي بالدخول من دون أن تتأكد من هويتي |
| kimliğimi ve artık Kimliğimin olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنني أفكر بشأن هويتي و أنه لم يعد لي واحد بعد الآن |
| kimliğimi ve artık Kimliğimin olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنني أفكر بشأن هويتي و أنه لم يعد لي واحد بعد الآن |
| Boşalıncaya kadar bekle ve benim Kim olduğumu gösteren belgeleri al. | Open Subtitles | وأنتظري حتى يكون خالياً ثم أحصلي على الأوراق التي تثبت هويتي |
| Yani, ben aynı zamanda bir çocuk aktördüm ve bu benim Kimliğimin performans katmanlarını ikiye katladı çünkü aslında bir kız olduğumu ve gerçekten erkeği oynadığımı kimse bilmiyordu. | TED | كنت حقا، ممثلا طفلا وهذا ما حسّن جودة أداء تمثيل هويتي فلم يعرف أحد أني كنت بالحقيقة بنتا تؤدي دور ولد |
| Kazanan olmayan bir oyun gibi hissettirmişti. Yeni bir kimlik elde etmek ya da kazanabilmek için eski kimliğimden vazgeçmek zorundaydım. | TED | شعرت بأنها لعبة محصلتها صفر، بحيث أنني يجب أن أتخلى عن هويتي القديمة لأستطيع اكتساب هوية جديدة. |
| Size adımı söylemeyeceğim çünkü kim olduğum önemli değil. | Open Subtitles | أنا لن أقوم بإخباركم باسمي لأن هويتي ليست مهمة |
| Geri dönebilseydim o dokuz yaşındaki, odada dans edip hayaller kuran çocuğa şunu derdim: kimliğim benim için bir engel değil. | TED | إذا كان بإمكاني العودة لقول شيء لتلك الطفلة ذات التسع سنوات، وهي ترقص في الحجرة بينما تحلم، سأقول: هويتي ليست عائقاً، |
| Çünkü artık buyum... ..ve buna alışsam iyi olacak değil mi? | Open Subtitles | لأن هذه هويتي الآن... ومن الأفضل أن أعتادها، أليس كذلك؟ |
| Hatta diğer insanların yaptığı gibi sosyal medyada kişiliğimi tekrardan inşa etmeyi denedim. | TED | حتى أني حاولت إعادة بناء هويتي على وسائل الاعلام الاجتماعية مثلما يفعل الآخرون. |
| Ben kendimi teslim edip sizlerden biri olamam. | Open Subtitles | لاأستطيع التخلي عن هويتي لأصبح واحداً منكم |
| Demin kimin kimligimi açik edip, beni en basta içeri tiktiranin kim oldugunu ögrendim. | Open Subtitles | حسنا هذا كان مهما لقد وجدت للتو من قام بفضح هويتي |
| Tabiki, bölge başsavcısı soruşturmacıları hala peşimdeler, ama davamı kapatıp, ismimi temize çıkarıp, bana hüviyetimi geri verebilirsin. | Open Subtitles | بالطبع، دي أي المحقّقون ما زالَ بعدي، لَكنَّك يُمْكِنُ أَنْ تَغْلقَ تلك الحالةِ، برّئْي، يَستعيدُ هويتي. |