"هو أنها" - Traduction Arabe en Turc

    • ise
        
    • Durumu
        
    • haber şu ki
        
    • olmasıydı
        
    • sebebi
        
    • olmalarıdır
        
    Bu kavramsal önyargıların yaptığı ise bizimle gerçeklik arasında bir perde oluşturmak. TED و ما تعمله هذه الإدراكات التحيزيه هو أنها تعمل كمرشحات بيننا و بين الحقيقة.
    Bu planla ilgili tek sorun ise bunun mümkün olmadığı. TED المشكلة الوحيد في هذه الخطة هو أنها غير ممكنة.
    Durumu nasıI? Open Subtitles كيف هو أنها كانت؟
    - Durumu nasıl? Open Subtitles كيف هو أنها تفعل؟
    İyi haber şu ki oldukça egzotiktir, bu yüzden ikincil testleri uygulayın. Open Subtitles الخبر السار هو أنها غريبة الأطوار حقاً لذا فلتقومي بإجراء إختبارات ثانية
    Harken'ın desteklenmesinin en önemli nedeni George W Bush'un şirketin yönetim kurulundayken babasının da ABD başkanı olmasıydı. Open Subtitles الأمر هو أنها تحتوى على أصل واحد عال القيمة هاركن،هاركن تحتوى على شئ واحد ذو مطمع هو أن جورج دابليو بوش
    Bu kasabayı seçmesinin tek sebebi sınıra çok yakın olması. Open Subtitles السبب الوحيد لإختياره هذه المدينة هو أنها قريبة من الحدود
    Tüm bu farklı verilerin ortak noktası ise, insanlar tarafından yaratılmış ve bir içeriğe sahip olmalarıdır. TED و الذي يجمع أنواع البيانات المختلفة هو أنها صنعت على يد البشر و هم يحتاجون سياق.
    Yaptıkları şey ise kelebeğin dış tarafında, pulları arasında benek olarak görünen sporlar üretmek. TED ما تفعله هو أنها تقوم بإنتاج الأبواغ الملايين من الأبواغ على سطح الفراشة التي تظهر على شكل بقع بين قشور الفراشة
    Biz bunları düşünürken, protezler hakkındaki ilginç şey ise, vücudumuzun içine girmeye başladıkları. TED و بينما تتأقلم مع هذه الأشياء، الشيء المثير في الأطراف الصناعية هو أنها بدأت توجد داخل الجسم.
    Harika olan ise, evlerin içinde bile çalışırlar. TED أفضل شيء هو أنها تعمل حتى داخل المباني.
    Durumu nasıl? Open Subtitles كيف هو أنها تفعل؟
    Durumu nasıl? Open Subtitles كيف هو أنها تفعل؟
    Durumu nasıl? Open Subtitles كيف هو أنها تفعل؟
    Durumu nasıl ? Open Subtitles كيف هو أنها تفعل؟
    İyi haber şu ki bu aslında başladı bile. TED الخبر السار هو أنها في الواقع قد بدأت بالفعل.
    İyi haber şu ki, sana iyilik yapmıyormuş gibi davranacak. Open Subtitles والجيد في الأمر هو أنها ستتظاهر بأنها لا تقدم لك معروفاً
    Şimdi, desteklenebilir yatırımlar, iyi haber şu ki, sihirli büyü ve yatırım sırrı gerektirmez, sadece seçkin sınıf için değildir. TED الآن، والاستثمار المستدام، والخبر السار هو أنها لا تتطلب الوصفة السحرية كما لا يتطلب الأمر بعض أسرار الاستثار، وليست فقط للنخبة.
    Hatırladığım tek şey, ona ters çıkıştığım için bana küsmüş olmasıydı. Open Subtitles التفسير الوحيد لدي هو أنها شعرت بالإهانة بسبب صدي لمحاولاتها في التقرب إلي
    Bu suyun özel olmasının sebebi, Meksika Körfezi'nin dibinde olması. TED الشيئ المميز في تلك المياه هو أنها توجد في قاع البحر في خليج المكسيك.
    Ve ahtapot zekâsını bu kadar şaşırtıcı kılan şey, bizimkinden tamamen farklı bir biyolojik yapıya sahip olmalarıdır. TED فالذي يجعل من ذكاء الأخطبوط مدهشاً هو أنها تتمتع بتركيب عضوي مختلف تماماً عنا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus