"هو المكان الوحيد" - Traduction Arabe en Turc

    • tek yer
        
    • tek yerdir
        
    • tek yerdi
        
    • sadece burada
        
    • yalnızca nerede rahat bırakır
        
    Çünkü etraftaki az da olsa korunaklı tek yer burası. Open Subtitles لأن هذا هو المكان الوحيد هنا المحمي إلى حد ما
    Burası, iki kıta tabakasının, bu kadar planlı çarpıştıkları tek yer. Open Subtitles هذه هو المكان الوحيد الذي تتصادم فيه صفيحتان قاريتان بهذا الشكل.
    Annem yanımda olmasa da korkmadan uyuyabildiğim tek yer burası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي أستطيع النوم فيه دون خوف
    Uzay mekiği ile iki saat içinde orada olabilirsiniz. Unutmayın, Ay Sahili evrende kumarın yasal olduğu tek yerdir. Open Subtitles تذكر ان الشاطىء القمرى هو المكان الوحيد فى الكون الذى ستجد فيه المقامره مباحه
    Shouko ara sıra oldukça sinir bozucu olabiliyor, bu durum hariç, burası huzur bulabildiğim tek yerdi. Open Subtitles ،ما تقوله شوكو مزعجاً قليلاً . ولكن مع هذا الاستثناء، هذا هو المكان الوحيد الذي أشعر فيه بالراحة
    Geleceğini düşünmedim, bu yüzden onu aradım söylemem gereken önemli bir şey var dedim... ve sadece burada konuşabileceğimizi söyledim. Open Subtitles ظننت أنه لن يقبل لذا أخبرته أني أريد اخباره بأمر هام، وأن هذا هو المكان الوحيد حيث أستطيع اخباره.
    Bu yüzden güvenliğinin onunla birlikte olmayacağı tek yer orası. Open Subtitles لذا هو المكان الوحيد الذي لن يرغب بوجود أمنٍ معه.
    Burası iyi hissettiğim tek yer ya da en azından kendim gibi hissettiğim. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي أشعر فيه بخير أو مثل نفسي، على الأقل
    Burası, bulmanın gerçekten zor olduğu bir içeceği yapan tek yer, çay. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي يصنع المشروب الذي أحبُّه ويصعبُ إيجادُه الشاي
    Bu kıyı, denizden gelen avcıların karadan ve havadan gelenlerle buluştuğu tek yer. Open Subtitles الساحل هو المكان الوحيد حيث صيّادون مِن البحرِ يقابلون أولئك من الأرض والجو.
    Burası endişe duymadıkları tek yer, şu ana kadar öyleydi. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي لا يعرضهم لهذا، إلى الآن.
    Bu, bugünlerde gidip arkadaş edinemeyeceğiniz tek yer. TED هذا هو المكان الوحيد الذي تستطيع الذهاب إليه في أيامنا هذه ولا يرحب بك
    Akan kanı temizleyebileceği tek yer orası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذى يستطيع غسل الدم منة
    Akan kanı temizleyebileceği tek yer orası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذى يستطيع غسل الدم منة
    Önümüzdeki bir kaç hafta benim için çok zorlu olacak ve telefonun çalmadığı tek yer okyanus. Open Subtitles الأسابيع القادمة ستكون صعبة بالنسبة لي والمحيط هو المكان الوحيد حيث لا يرن الهاتف دائماً
    ...bu dünyada gerçekten mutlu olduğun tek yer yatağın değildir. Open Subtitles إن سريرك هو المكان الوحيد في العالم الذي تشعر فيه بالسعادة
    Dünya Ticaret Merkezi'nin tepesine. İnebileceğin tek yer. Open Subtitles المركز التجاري هو المكان الوحيد الذي تستطيع ان تهبط به
    Gelmiş olabileceği tek yer burası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي كان ليذهب إليه.
    Bir erkeğin kendini gerçekten ifade edebileceği tek yerdir. Open Subtitles هو المكان الوحيد للرجل لكي يعبر حقا عما يدور في نفسه
    O mutfak kendimi gerçekten ait olduğumu hissettiğim tek yerdi. Open Subtitles ذلك المطبخ كان هو المكان الوحيد الذي شعرتُ أنني أنتمي إليه.
    Rosa, telefonum sadece burada çekiyor. Open Subtitles وأنا أعلم أنني تأخرت على مكالمتك، روزا، ولكن هذا هو المكان الوحيد الذي أحصل فيه على إشارة.
    O ses beni yalnızca nerede rahat bırakır biliyor musun? Open Subtitles أتعلم ما هو المكان الوحيد الذي كان يفارقني فيه ذلك الصوت؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus