Sizi Cole Center'ın yapısal problemleriyle ilgili konuşmak için aradı. | Open Subtitles | لقد اتصل بك بخصوص أخطاء هيكلية في مبنى كول المركزي |
Yoksa bizi buraya getiren daha derin yapısal faktörler mi vardı? | TED | أم أن للأمر عوامل هيكلية عميقة تسببت في ما نحن فيه اليوم؟ |
Cole Center sizin, yapısal sorunları olan ilk tasarımınız değil. | Open Subtitles | لم يكن مركز كول أول تصاميمك التي تعاني من مشاكل هيكلية |
Derimizin altında bulunan 360 eklem ve 700’den fazla iskelet kası, kolay ve akıcı hareketlere imkan verir. | TED | في داخلنا أكثر من 360 مفصل وحوالي 700 عضلة هيكلية والتي تمكننا من الحركة بسهولة وسلاسة |
İskelet yapısı yetişkin bir erkeğe ait olduğunu gösteriyor | Open Subtitles | تركيبة هيكلية نامية بالكامل متوافقة مع ذكر بالغ |
Cole Center'ın eğilimini yapısal bir hataya bağlayabilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تربط ميلان مركز كول بمشكلة هيكلية معينة؟ |
Barajın yapısal tasarımının analizini bitirdim ve elverişli patlama noktasını ölçtüm. | Open Subtitles | لقد قمت بتحليل هيكلية تصميم السد و قمت بحساب المكان الأمثل لنقطة الانفجار |
yapısal hasar muazzam, vergi tabanı, işsizlik ve bir de edindiğim izlenime göre kumar endüstrisi üzerinde akıl almaz bir baskı mevcut. | Open Subtitles | أضرار هيكلية ضخمة ، قاعدة الضرائب البطالة ، بالإضافة إلى انطباعي ضغط هائل على ألعاب المُقامرة. |
Mülkünüzde, umumu korumak üzere gerekli gördüğüm tüm yapısal değişiklikleri yapmanız için sizi zorlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني إجبارك بالقيام بتغييرات هيكلية على ممتلكاتك الخاصة لما أراه ضروري لحماية المجتمع |
Tamam, başka bir yapısal bozulma göremiyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا لا نرى أي مخالفات هيكلية أخرى. |
Ama bence bir çok insan Yunanistan'ın euro bölgesindeki çok daha derin yapısal sorunların, daha geniş küresel ekonomik sistemdeki zaafiyetlerin ve demokrasilerimizdeki zaafiyetlerin bir belirtisi olduğunda ittifak edecektir. | TED | ولكني اليوم أعتقد أن معظمهم سيتفق على أن اليونان كانت فقط إحدى الأعراض لمشاكل هيكلية أعمق بكثير في منطقة اليورو و هشاشة النظام الإقتصادي العالمي العريض هشاشة ديمقراطياتنا |
Bugün dünyada büyük yapısal sorunlarımız var bunların çözümü için kitle katılımlarından ve bireyler arasındaki işbirliğinden büyük faydalar sağlanabilir yeni gücün oyuncuları bunların nasıl yaratılacağını çok iyi billiyorlar. | TED | لدينا في العالم اليوم مشكلات هيكلية رئيسية يمكن أن تستفيد بشكل هائل من أنواع المشاركة الكبيرة وتنسيق الأقران التي يعرف لاعبو القوة الحديثة كيف يولدونها بشكل جيد جدًا. |
Şimdi, bu büyük tartışmada eksik olan, sağlıksızlığa, çevre tarafından tehdit edilen bir topluluğa müdahale etmemeye karşı yapısal ve sürdürülebilir değişikliklere girişimde bulunmak gibi ayrıntılı bir maliyet-fayda analizidir. | TED | والآن، ما يفتقده الجدال العام هو تحليل شامل لنسبة التكلفة إلى الفائدة بين عدم إصلاح مجتمع في حالة غير صحية ولديه تحديات بيئية، في مقابل إدراج تغييرات هيكلية مستدامة |
Terminal arızası, yapısal travma. | Open Subtitles | تعطل المحطة الطرفية ، صدمة هيكلية. |
yapısal bir sorunu araştırdığını ileri sürersek. Cole Center'ı kişisel olarak kontrol etmeliyim. | Open Subtitles | أظن بأنه كان يحقق في مسألة هيكلية |
Belirli bir yapısal problemi göstermeyecek... | Open Subtitles | لن يحدد بدقة مشكلة هيكلية معينة |
Otopside 43 tane iç yara ve iskelet parçacıkları bulunmuş. | Open Subtitles | كشف تشريح الجثة 43 داخلي تنزف وأجزاء هيكلية... |
O yüzden biz de sadece iskelet kadroyu barındırıyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن كشركة هيكلية |
Bunlar da iskelet halinde bulunmuş. | Open Subtitles | كلا هذه إكتشف كبقايا هيكلية. |