İstersen bana kızabilirsin ve ona üzgün olduğumu söyle. | Open Subtitles | بإمكانك تسميتى بالفتاة المخبولة إن أردتِ وأخبريه أنى آسفة |
Oh, ve ona gerbilin sadece organik ürünler yediğini söyle. | Open Subtitles | وأخبريه بأن حيوان العضل يأكل فقط الطعام العضوي |
Hadi, hadi peşinden git. Git özür dile. Git ne kadar özel olduğunu söyle ona. | Open Subtitles | هيا, أذهبيّ إليه وأعتذريّ لهُ وأخبريه بأنهُ مميز |
Hâlâ paçayı kurtarabilirsin. Kapa çeneni ve söyle ona. | Open Subtitles | ـ لا يزال بوسعك التنحي عن هذا ـ أخرسي وأخبريه |
Station belediye başkanını telefona bağla ve ona Station kasabasını ve 10 mil çapındaki bütün alanı kapsayan bir karantina olduğunu haber ver. | Open Subtitles | وأخبريه بوجود حظر على منطقة المحطة وكل ما يحيطها ببعد 10 أميال |
O zaman babamı bul ve her şeyi anlat. | Open Subtitles | ثم يجب عليك العثور على والدي وأخبريه ماذا حدث ؟ |
Lütfen bu hediyeyi Bay Hareton Earnshaw'a verin, ona, kabul ederse okumayı öğreteceğimi, redderse, yukarı çıkıp bir daha kendisiyle uğraşmayacağımı söyleyin. | Open Subtitles | خذي هذه الهدية للسيد هريتون إيرينشاو وأخبريه إذا كان سيقبلها سَأَجيءُ وأُعلّمُه |
Ayrıca ona söyle, lapa yerine pirinç yesin. | Open Subtitles | وأخبريه أن يتناول الأرز بدلآ من العصيدة |
ve ona kaçırıldığımı ve fidye istediklerini söyle ama polisi aramasın. | Open Subtitles | وأخبريه بأن يذهب لتأمين الاختطاف والفدية ولكن لا تخبري الشرطة |
Daisy, Thomas'ı bul ve ona çayın yukarı çıkmaya hazır olduğunu söyle. | Open Subtitles | ديزي، ابحثي عن توماس وأخبريه أن الشاي جاهز للتقديم |
Sonra da onu öğle yemeğine götürmemizi istediğinde yemek artıklarına dikkat çek ve ona zaten yediğimizi ama onun unuttuğunu söyle. | Open Subtitles | أشيري إلى بقايا الطعام وأخبريه أننا فعلنا ذلك مسبقاً لكنه نسي |
ve ona onu asla bulamayacağım bir yere kaçıp saklanmasını söyle. | Open Subtitles | وأخبريه بأن يهرب ويتخبئ في مكان بحيث لا أجده قطّ |
O halde geldiğinde onunla konuşmam gerektiğini söyle ona. | Open Subtitles | حسنٌ ، اسديني معروفًا، وأخبريه بأنني أحتاجُ أن أحادثه عندما يعود. |
Küçük kalbimin yarış atı gibi koştuğunu söyle ona. | Open Subtitles | وأخبريه أن قلبي الصغير يدق بسرعة,بسرعة |
Ayrıca söyle ona, kendisi bana gelsin. | Open Subtitles | وأخبريه أنه من الافضل له أن يأتي لرؤيتي |
Haydi, koş Bay Kelly'ye haber ver, tatlım. | Open Subtitles | اذهبي بسرعة إلى السيد "كيلي" وأخبريه يا عزيزتي |
Haydi, koş Bay Kelly'ye haber ver, tatlım. | Open Subtitles | اذهبي بسرعة إلى السيد "كيلي" وأخبريه يا عزيزتي |
Bari Tim Wong'u veya babası her kimse arayıp haber ver. | Open Subtitles | اتصلِ على (تيم وونج) أو مهما يكن الأب وأخبريه بالأمر |
Komiser Fan'a anlat bunu alışverişi yapmasını söyle bir de. | Open Subtitles | اشرحي الأمر للمُحقق فان، وأخبريه بأن يقوم بالمُقايضة. ما هي المشكلة؟ |
Peki madem. Öpücüklere boğ onu. Dünyanın nazik ve tatlı bir yer olduğunu anlat. | Open Subtitles | حسنًا جيّد، عانقيه وقبّليه، وأخبريه أن العالم مكان لطيف وودود. |
Normal çıkarsa taburcu edin ve bir kar süpürme aleti almasını söyleyin. | Open Subtitles | وإن كانت النتائج طبيعية فقومي بتسريحه وأخبريه أن يحضر كاسحة ثلوج |
Onunla görüşmek için resmi temsilcinizi gönderdiğinizi söyleyin. | Open Subtitles | وأخبريه أنكِ سترسلين مندوبكِ الرسمي ليتباحث معه |
Öyleyse girip ona söyle. | Open Subtitles | إذن اذهبى وأخبريه |
- İçeri girip bunu ona söyle o zaman. | Open Subtitles | . إذن أدخلي وأخبريه |