Ve daha önce hiç konuşma fırsatı bulamadığım pek çok insanla arkadaş oldum. | TED | وأصبحت صديقاً للكثير من الناس لم تكن لدي فرصة للحديث معهم من قبل. |
Göğüs filmi çekilirken ne kadar radyasyon yediğimizi biliyorum ve çok panik oldum. | Open Subtitles | الآن تيقنت من مدى ما تُعرضنا له أشعة الصدر السينية وأصبحت أكثر قلقًا |
İnsanlar artık daha uzun yaşıyorlar ve toplumlar ruhsuzlaşıyorlar. | TED | يعيش الناس أطول وأصبحت المجتمعات أكثر نضجا. |
Sonunda hayallerindeki gibi bir samuray oldun, ha? | Open Subtitles | لقد تحققت أحلامك، وأصبحت ساموراي لا يشق له غبار |
Finansal hizmetler endüstrisinde yolsuzluk bir kusur değil özellik olmuş. | TED | وأصبحت الاحتيالات ميزة، وليست شيئًا سلبيًا، من قطاع الخدمات المالية. |
Çocukların da hakları olduğunu fark ettik, çocuk işçiliğini yasakladık. Bunun yerine eğitime odaklandık ve böylece okul çocuğun yeni işi hâline geldi. | TED | أدركنا حقوق الطفل ومنعنا عمالة الأطفال وركزنا على التعليم كبديل وأصبحت المدرسة العمل الجديد للطفل. |
Kuşlar mayalandı ve kiviak olarak bilinen Inuit lezzetine dönüştü. | Open Subtitles | لقد تخمَّرت الطيور الآن وأصبحت الطعام الشهي المعروف بـ كيفياك |
Verdiğim zaman da ben üşüyüp titremeye başladım ama ben mont getirmiştim. | Open Subtitles | لذا قمت بإعطائك معطفي وأصبحت أرتجف من البرد ومن ثم إشتريت معطف |
İyi bir iş. Maaşım arttı. Kendi kendimin patronu oldum. | Open Subtitles | إنّها وظيفة رائعة وحصلتُ على علاوة ممتازة وأصبحت رئيس نفسي. |
ve bir davanın teröristleri hakkında çalıştım terörizm konusuna aşina oldum. | Open Subtitles | وكنت أغطي محاكمة إرهابيين وأصبحت أكثر دراية بهذا النوع من الإرهاب |
19 yaşında liseden mezun olduktan sonraki ilk gün karlı bir yere taşındım ve bir masaj terapisti oldum. | TED | فى سن التاسعة عشر، وعقب تخرجى من الثانوية، انتقلت إلى مكان فيه الثلوج وأصبحت أخصائية تدليك. |
Sonrasında iş dünyasına girdim ve bir hayırsever oldum. Sanırım eğitime yöneldim ve bu alanda değişimler yapmak istedim. | TED | لذلك عندما اتجهت للتجارة وأصبحت سخيًا اعتقد أنّي انجذبت تجاه التعليم وأردت إحداث تغير فيه. |
Ben de üniversiteye geri dönüm, sistem mühendisi olarak sıradan bir çalışan oldum. | TED | لذا عدت إلى جامعتي وأصبحت عاملاً ياباني نموذجي كبت أعمل كمهندس نظم |
Ancak ceza yargı sisteminin alanı aşırı genişledi ve rakamlar artık çok büyük. | TED | لكن نطاق النظام القضائي الجنائي قد نما بشكل هائل جدًا، وأصبحت الأرقام كبيرة جدًا. |
artık tam bir erkek olmuştum. | Open Subtitles | لقد كبرت وأصبحت رجلاً، في الحقيقة، كان طولي حوالي خمسة أو ستة أقدام، |
artık büyüme ve adam olma zamanın geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت الذى كبرت فية وأصبحت رجلاً |
Tekrar kendin oldun, ait olduğun yerdesin. | Open Subtitles | وقد عدت للبيت مجددا، وأصبحت كما أنت بالسابق |
Bunun için kitabını bitiremedin, başarısız oldun. | Open Subtitles | لهـذا السبب لم تستطع إنهـاء كتابك. وأصبحت مرادفاً للفشـل. |
Daha iyi olmuş, eğer bilseydin, panikler ve sinir bozucu olurdun. | Open Subtitles | حسناً، هذا للافضل لو عرفت لفزعت وأصبحت مزعجاً |
Çünkü Dünya, ikizinin bir parçasını yutarak önemli ölçüde büyük bir gezegen hâline geldi. | Open Subtitles | هذا لأن الأرض استهلكت جزءاً من توأمتها، وأصبحت كوكباً أكبر بكثير. |
Servetin hiçbirini devretmediler. Böylece herkes bu 3,50 dolarlık işlere sıkıştı ve bu bir felakete dönüştü. | TED | لم ينقلوا الثراء لأحد. فالجميع جلسوا في وظائفهم الصغيرة يتقاضون ٣.٥ دولار في الساعة، وأصبحت كارثة. |
Ve diğer insanların tecrübelerini dinlemeye çabalamaya başladım çünkü alsa yaşayamayacağım hayatlar olduğundan çok kıskançtım, ve kaçırdığım her şey ile ilgili şeyleri duymak istiyordum. | TED | وأصبحت أتلهّف لسماع تجارب الآخرين؛ لأنني شعرت بالغيرة من وجود حيوات كاملة لن أعيشها أبدًا. وأردت أن أعرف كل ما يفوتني. |
8 yaşımda iken, Ailem ve ben Amerika'ya geldik ve bizimkisi tipik bir göçmen hikayesiydi. | TED | سام. عندما بلغت الثامنة، انتقلت وعائلتي إلى أمريكا، وأصبحت حكايتنا تمامًا مثل حكايات المهاجرين. |
İş yapamaz hâldesin, ipin ucunu kaçırmışsın. Fazla duygusal olmuşsun. | Open Subtitles | أنت لاتستطيع تحمل العمل, تُهت وأصبحت علي الحافة, |