Duymam gereken senin en iyi tahminindi ve sanırım bunu da duydum. | Open Subtitles | ما أريد سماعه منك هو أفضل تخمين عندك وأظنني سمعته |
Bu tasları fırçalamak beni pek tatmin etmiyor ve sanırım sebebini biliyorum. | Open Subtitles | شيء ما وراء تنظيف هذه الصخور يشعرني بعدم الرضا. وأظنني أعرف ماذا يكون. |
Biliyorum çok ruhsuz olabilirim, ama arabayı ben sürüyorum, ve sanırım sanırım evliliği az çok bilirim. | Open Subtitles | والآن قد أكون قرد متشحم لكنني سائق شاحنة سحب وأظنني أعرف أمراً بسيطاً عن ربط الزواجات |
Laf açılmışken, başka biriyle görüşüyorum ve sanırım ikinize birden aşığım. | Open Subtitles | على ذكر هذا، أنا أواعد امرأة أخرى، وأظنني مغرم بكليكما |
Başka birisiyle görüşüyordum ve sanırım ikinize de aşığım. | Open Subtitles | أنا أواعد امرأة أخرى، وأظنني مغرم بكليكما |
Tebrikler. Maluliyet çeki kaygılarınız arasında en son sırada ve sanırım önce sizinle başlayacağım, hanımefendi. | Open Subtitles | لذلك أهنئك , معاش الإعانة هو أقل مخاوفكم الآن وأظنني سوف أبدأ بك |
Cumartesi günükü düğün için kendime özel bir şeyler bulabilirsem diye alış merkezine uğramaya karar vermiştim ve sanırım senin için de bir şeyler bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | لقد قررت أن أمر على السوق التجاري لأشتري لنفسي شيئا مميزا من أجل زواجكما وأظنني وجدت شيئا لك أنت أيضا |
Çünkü çok uzun bir süre ve sanırım başkan ile olan randevuların kulağa çok seksi geliyor. | Open Subtitles | وأظنني أرى التعيينات الرئاسية مثيرة للغاية. ويمكننا التعارك أكثر في وقت لاحق. |
ve sanırım bunu nasıl yapacağımızı biliyorum. | Open Subtitles | ما زلت أريد أن تودع أمها في السجن وأظنني أعرف كيفية تحقيق ذلك |
Şu asit-kan olayını yapmaya çalışıyordum ve sanırım beynindeki birkaç kılcal damarı patlattım zira bayıldın. | Open Subtitles | كنت أحاول تحويل دمائك لحمض وأظنني فجّرت بضع شعيرات دمويّة هامّة في دماغك، لأنّك فقدت الوعي. |
Konuşmaya nasıl başlayacağımı epey düşündüm ve sanırım kalabalığı memnun edecek bir şey buldum. | Open Subtitles | قضيت وقتً طويلا أفكر في كيف أبدأ وأظنني توصلت لشيء محبب للجماهير جدا |
Bak, hapımın etkisi geçmeden önce bayağı konuştuk ve sanırım onun masum olduğunu kanıtlayabilirim ve bunu onun yapmadığını da. | Open Subtitles | انصتي، قبلما يزول تأثير العقار تحدثت معه كثيرًا، وأظنني أستطيع إثبات براءته |
Arkadaşlık işlerinde yeniyim ve sanırım bunda çok iyi değilim. | Open Subtitles | أنا حديث العهد بأمور الصداقة وأظنني لست بارعًا فيها |
— Evet, ve sanırım neden biliyorum. — Neden? | Open Subtitles | ــ أجل، وأظنني اكتشفت السبب ــ لماذا؟ |
İki mısır paketi kayıp ve sanırım bir şeyler buldum. | Open Subtitles | اختفى كيسا فُشار وأظنني وجدتُ شيئاً |
ve sanırım hayatımı tüm bunlar olmadan yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | وأظنني أريد أن أعيشها بدون كل هذا |
ve sanırım hayatımı tüm bunlar olmadan yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | وأظنني أريد أن أعيشها بدون كل هذا. |
ve sanırım neredeyse her şeyi hazırladım. | Open Subtitles | وأظنني تقريباً قد جهزتُ كل شيء |
Bir savaş gibi ve sanırım bugün kaybettim. | Open Subtitles | إنهـا معركة، وأظنني خسرتها اليوم. |
Onun için bunu açmalıyım ve sanırım nasıl yapacağımı biliyorum. | Open Subtitles | عليّ فتحه من أجلها وأظنني أعرف الطريقة |