Seni mantıklı olmaya davet ediyorum. İstemeden rencide ettiysem özür dilerim. | Open Subtitles | بل أطلب منك أن تكون متعقلاً وأعتذر إن كنتُ أسأتُ إليك |
Seni aramadım, o da salaklıktı ve onun için de özür dilerim. | Open Subtitles | وبعدها لم أتصل أبكِ، والذي كان غباءً مني، وأعتذر على هذا أيضًا. |
Seni yanılttıysam, özür dilerim. | Open Subtitles | أعرف أنني أسأت فهمك بطريقة ما وأعتذر عن ذلك |
O gün, o ajanları içeri gönderdiğimden ötürü pişmanlık duyuyorum ve o gün ölenlerin ailelerinden içtenlikle özür diliyorum. | Open Subtitles | إنني آسف على قرار إرسال هؤلاء العملاء في ذلك اليوم وآسف بصدق وأعتذر |
Ben de hırpaladığım beyefendiyi arayıp sorunu konuşarak halletmediğim için özür dileyeceğim. | Open Subtitles | بالنقاش والعقلانية وفي الواقع سوف أتصل بالسيد الذي تعاملت معه وأعتذر له عما لم ينجح |
Ama sizi gelip görmek istedim efendim özür dilemek istedim. | Open Subtitles | .. لكن أردت رؤيتك أولاً يا سيدي وأعتذر لك |
Seni tuttuğum için üzgünüm. Dağınıklık için tekrar özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف على إبقائك هنا لوقت طويل، وأعتذر على هذه الفوضى مجدداً |
Biraz fazla girişken olduğumu biliyorum ve bunun için özür dilerim. | Open Subtitles | أعرف أني أكون يقظاً أحياناً وأعتذر عن ذلك. |
Shonté, çok pardon. özür dilerim. Buraya gel. | Open Subtitles | شونتى، أنا آسفة للغاية وأعتذر لك دعنى أصطحبك إلى سيارتك. |
Şimdi, hepinize bir başka şeyi anlatmak istiyorum... ve verdiğimiz rahatsızlık için şimdiden özür dilerim. | Open Subtitles | الآن أود أن أخبركم جميعاً بشىء وأعتذر مقدماً للإزعاج |
Biliyorum, sana yalan söylemek aptallıktı, özür dilerim. | Open Subtitles | أعرف تماما أنها حماقة مني ألا أخبرك وأعتذر عن هذا |
Ayrıca, seni attırmak için editöre mektup yazmıştım, özür dilerim. | Open Subtitles | وأعتذر لأنني كتبت خطابات للمحرر أطالب بتنحيك عن منصبك |
Rose Tyler, hanımefendi. Ve bu çıplaklığım için özür dilerim. | Open Subtitles | روز تايلر يا سيدتي، وأعتذر لكوني عارية بهذا الشكل |
Biraz da kıs kıs atılan kahkaha sesleri. Şimdiden özür diliyorum. | Open Subtitles | وبعض الضحكات الخافتة، وأعتذر عنها مقدماً |
Arazinizdeki kereste kesim hakkı iddiamdan vazgeçip bu lüzumsuz durumdan ötürü sizi zora soktuğum içi özür diliyorum. | Open Subtitles | أتخلى وأتنازل عن الدعوى المقامة بشأن أحقية أخشاب الأشجار على أرضك وأعتذر عن كونى نافذ الصبر ورفعى لدعوى باطلة |
Rolü senin üzerinde denedim ama bu çok yanlıştı. Ve özür diliyorum. | Open Subtitles | كنت في حالة آلية دفاعية معك وهذا خطأ مشين وأعتذر |
Merak etme.Yarın sabah onlara gidip özür dileyeceğim. | Open Subtitles | ولكن لا تقلق سأذهب اليهم فى الصباح وأعتذر |
Eğer Ben'in ifadesindeki herşey doğruysa, kapınızı çalıp özür dileyeceğim. | Open Subtitles | لو تغير كل شىء حول قضية بن سأرن جرس الباب وأعتذر لك فى السجن. |
Dün olanlar için özür dilemek için uğramıştım. | Open Subtitles | أردت فقط زيارتك وأعتذر عن ما جرى البارحة |
Ve özür dilerim ama şu anda buraya kadar. | Open Subtitles | وأعتذر حين أخبرك بأنّ الوضع الآن يستدعي القيام باللازم. |
Adama tosladın, adam senden özür diledi ve şirketten donut mı verdi? | Open Subtitles | حسناً، لقد اصطدمتي به وأعتذر وأعطاك دونات؟ |
Cevabım bu kadar geciktiği için kusura bakmayın... Sanırım kararımı verdim. | Open Subtitles | وأعتذر عن تأخر ردي عليها، لكني أعتقد أني وصلت لقرار. |
hadi şimdi özür dile. | Open Subtitles | علي قدر كبير من الجمال تعال هنا وأعتذر |
Ama kızımın yüzüne bakıp özür dilemem için buradan çıkmam lazım. | Open Subtitles | لكن يجب أن أخرج من هنا، لمقابلة زوجتي وجهاً لوجه وأعتذر منها |