| 5 mg morfin ver ve tomografi için bana haber ver. | Open Subtitles | اعطيه 5 ملم من المورفين وأعلمني عندما تأتي نتائج التصوير المقطعي |
| Varınca bana haber ver. | Open Subtitles | المستوى العلوي، وأعلمني عندما تصل إلى هناك |
| Pekala, gerçekten sıkı bir şekilde onda kalmalısın ve yaklaştığında bana haber ver. | Open Subtitles | حسنًا، تحتاج أن تبقى عليها بإحكام حقيقي وأعلمني عندما تكون قريبة. |
| Sonucu bana da bildir. | Open Subtitles | وأعلمني عند عودتك كيف سار الأمر |
| Shawn, dört adam alıp durumu kontrol et ve bana bildir. - Biz seni takip edeceğiz | Open Subtitles | شون، خذ 4 رجال، تأكد من الطريق وأعلمني |
| Istersen film falan da izleyebilirsin. Birşeye ihtiyacın olursa haberim olsun. | Open Subtitles | شاهد التلفاز أو فيلمًا إن شئت، وأعلمني إن احتجت أي شيء. |
| Istersen film falan da izleyebilirsin. Birşeye ihtiyacın olursa haberim olsun. | Open Subtitles | شاهد التلفاز أو فيلمًا إن شئت، وأعلمني إن احتجت أي شيء. |
| Şu 60 inç TV'yi ayarlayabilirsen haber ver, tamam? | Open Subtitles | وأعلمني إن كُنت تستطيع توفير شاشة تلفاز بـ 60 إنش |
| Bir dakika bittiğinde ve başladığında haber ver. | Open Subtitles | وأعلمني حين تنتهي الدقيقة وحين تبدء |
| Sıvıların akmasını sağla, ve değişiklik olursa bana haber ver | Open Subtitles | أبق السوائل قادمة وأعلمني بأي تغييرات |
| Nerede olduğunu bul ve hemen bana haber ver! | Open Subtitles | جد موقعها، وأعلمني متى ما وجدتها |
| - Başka bir şey çıkarsa haber ver. | Open Subtitles | وأعلمني إذا ما طرأ أي أمر جديد. |
| Bir karar verilir verilmez bana haber ver. | Open Subtitles | وأعلمني بمجرد توصّلهم إلى قرار. |
| Düşünüp bana haber ver. | Open Subtitles | فكّرْ بشأن الذي وأعلمني. |
| Bana kararını bildir. | Open Subtitles | وأعلمني بقراركَ |
| Çalışmaya devam et. Bulduklarından haberim olsun. | Open Subtitles | وصل العمل عليه وأعلمني بما تجده |
| - Nasıl gittiğinden de haberim olsun. | Open Subtitles | وأعلمني كيف تجري الأمور |