| Okumasına hiç de izin verilmeyen atalarıma saygı göstermek için yavaşça okuyorum. | TED | وأقرأ ببطء لأحيي ذكرى أجدادي، الذين لم يُسمح لهم بالقراءة قط. |
| Sonu olmayan bir işte dosya memuru olarak çalışıyorum, yani bazen köşedeki çocuklarla takılıyorum ama çoğu zaman evde tek başıma kalıp kitap okuyorum. | Open Subtitles | ككاتب ملفات. أحياناً أرافق الرجال في زاوية الحي.. ولكن أغلب الوقت أجلس في المنزل لوحدي وأقرأ. |
| Çokça bu tarz e-posta alıyorum, size kendi dünyamı göstermek için bunlardan bir tanesini okumak istiyorum. | TED | لذا أتلقى الكثير من الرسائل المشابهة، وأريد أخذكم إلى عالمي للحظة وأقرأ لكم واحدة من هذا الرسائل. |
| Ve biliyorsunuz, biz onu açarız ve ben müziği okurum. | TED | و تعرفون، نفتحها وأقرأ الموسيقى. |
| 5 santim daha. Ben senin senaryonu okuyayım. | Open Subtitles | خمس سنتمرات زيادة وأقرأ السيناريو الخاص بك |
| Bir fincan çay içip.. ..o sabah Boots'tan aldığım kitabı okuyordum. | Open Subtitles | كنت أشرب كوباً من الشاي وأقرأ كتاباً حصلت عليه من المكتبة |
| Yok, sağol. Ben kütüphanede durup kitap okuyacağım. | Open Subtitles | كلا ، شكراً لك سأبقى في المكتبة وأقرأ قليلاً |
| Evet, yatağına gelir uyuyana dek sana emlak ilanlarını okurdum. | Open Subtitles | أتذكر هذا ، أعتدت أن أذهب معك إلى السرير وأقرأ عليك من قسم العقارات لتنام |
| - Bazı geceler uyku tutmayınca internete girip senin yazılarını okuyorum. Dan'i okudun mu hiç? | Open Subtitles | أدخل الإنترنت وأقرأ الأعمدة الماضية خاصتك هل قرأتي لدان سابقاً؟ |
| Anlıyorum. Şimdi o müzikleri ve o şiirleri tümüyle yeni ve muhteşem bir ışık içinde dinliyor ve okuyorum ki; | Open Subtitles | ولكن الآن أفهم ، وأنا استمع إلى كل هذه الموسيقى وأقرأ كل هذا الشعر |
| Her akşam evdeyim, yemek yapıyorum çocukları yıkayıp onlara masal okuyorum. | Open Subtitles | إنني بالمنزل كل ليلة أجهز العشاء وأُحمّم وأقرأ قصص بعض الاحيان تكون موجود |
| Hastaneye gizlice girip ona kitap okuyorum. | Open Subtitles | أتسلل إلى المستشفى كلما كان باستطاعتي ذلك وأقرأ لها |
| Gönderdiğiniz tüm e-postaları ve yorumları da okuyorum en kötü olanları bile. | Open Subtitles | وأقرأ كل رسائلكم الألكترونية وتعليقاتكم أيضاً حتى العدوانيّة منها |
| Her gün konuşuyorum. Raporlarını her gün okuyorum. | Open Subtitles | أنا أقوم بذلك كل يوم وأقرأ تقاريرك كل يوم |
| Kahretsin, Mel, Ben senin ilk New Yorklu arkadaşınım, ve bunu 12 milyon kişiyle birlikte okumak zorunda kaldım! | Open Subtitles | اللعنة يا ميل أنا أول صديقة لك في نيويورك. وأقرأ الأمر مع 12مليون شخص آخر؟ |
| Evimde şarabımla, kanepemde bir kitap okumak vardı şimdi. | Open Subtitles | سأفعل أيّ شيء لأتواجد بمنزلي جالساً على أريكتي أشرب كأس نبيذ وأقرأ كتاباً مفيداً |
| Sanırım odama döneceğim sıcak bir banyo yapar, ve belki de erotik bir dergi okurum. | Open Subtitles | أظننيسأعودإلىغرفتي... وآخذ حماماً ساخناً وأقرأ مجلة هاسلر الإباحية. |
| Sanırım odama döneceğim sıcak bir banyo yapar, ve belki de erotik bir dergi okurum. | Open Subtitles | أظننيسأعودإلىغرفتي... وآخذ حماماً ساخناً وأقرأ مجلة هاسلر الإباحية. |
| Büyük bir evde oturayım, kitap okuyayım, kedim olsun. | Open Subtitles | أن أعيش في بيت كبير، وأقرأ كتباً وأقتني قطة. |
| Ve sürekli New York Times okuyordum, istatistikler ve rakamlar beni serseme döndürüyordu. | TED | وأقرأ النيويورك تايمز بإستمرار وذهلت بالإحصائيات، الأرقام |
| Burada kalıp notlarını okuyacağım ve yardımcı olup olamayacağıma bakacağım. | Open Subtitles | سأبقى هنا وأقرأ مذكراته، وأرى إن كان يمكنني المساعدة |
| Gözlerini kapalı bir şekilde kucağıma uzanırdı ben de ona şiir okurdum. | Open Subtitles | كانت تستلقي في حجري وعيناها مقفلتان وأقرأ لها |
| Bana çenemi kapatmamı söyledin ben de burada oturup mısır gevreği kutusunun üzerindeki yazıları okuyup çenemi kapatma alıştırması yapıyorum. | Open Subtitles | الحبوب علبة على ما وأقرأ هنا سأجلس لذا فمي إغلاق وأمارس |