"وإبنته" - Traduction Arabe en Turc

• ve kızı
• ve kızını
• ve kızının
• kızıyla
• Kızı da

Bilmiyorum. O adam ve kızı birlikte çok şey yapıyorlarmış.
لست أدري، ذلك الرجل وإبنته دائما يفعلان الأشياء سويا

Professor Fassbender... ve kızı kaçırıldı.
البروفيسور فاسبيندر وإبنته أختطفا

Colson'ın karısı ve kızı hakkında birşeylere ihtiyacım var.
- أنا بحاجة لشيء , عن زوجة " كولسن " وإبنته -

Shin Won ve kızını kurtarmak için tek şansımız o.
سيكون الحصول على الجهاز أملنا الوحيد، لإنقاذ (شين وان) وإبنته

Martin Brooks ve kızının bize meydan okumaya niyetli oldukları ortaya çıktı.
يظهر بأن مارتن بروكس وإبنته قرّروا تحدّينا

Komşusunun hem karısı hem de kızıyla yattığını öğrendikten sonra bu düşüncesi değişmiştir.
كان هذا قبل أن يعرف بأن جاره يُعاشر كُلاً من زوجته وإبنته

Madem sen kral olacaksın ve kızı kraliçe bunun anlamı Donnchadh da taç giyme törenine gelecek mi?
بما إنّك ستصبح ملكاً وإبنته ملكة ... 0 هل هذا يعنى أن دونيكان سيأتى الى التتويج ؟

Baba ve kızı.
والذي لم يُجرب من قبل الأب وإبنته

Hastamız Luis Gonzalez ve kızı Gloria.
هذان السيد كونزاليز وإبنته غلوريا

Hastamız Bay Gonzales ve kızı Gloria.
هذا السيد كونزالز , وإبنته غلوريا

O sırada, Kidd ve kızı rehine olarak tutuluyordu
أثناء تلك الفترة (زاهو) وإبنته إحتجزا رهينة على السقف

Karısını ve kızını kullanmak.
سنستخدم زوجته وإبنته

Karısını ve kızını öldürmüş.
قتل زوجته وإبنته.

James Bradstone karısını ve kızını öldürdü.
(جيمس برادستون) يقتل زوجته وإبنته.

Karısının ve kızının yanında bu Oxfordlu fahişe ile nasıl tanıştığını sorayım.
دعني أسأله أمام زوجته وإبنته كيف قابل عاهرة أوكسفورد هذه؟

Eşinin ve kızının öldüklerini gördüm, fakat bu ve Neddie başaramadılar.
قتلت زوجته وإبنته اليوم لكن هي و(ناتي) فشلا

Merhaba, biraz önce Bob Sayles'e karısının ve kızının Kurt Bessette'le yatmış olduklarını söyledim.
لقد أخبرت للتوّ بوب سايلز)بأن كُلاً من زوجته وإبنته) (على علاقة بـ(كيرت بيسيت

Fransız bir silah kaçakçısı ve büyüleyici kızıyla uğraşıp durdum.
أتعرفي ؟ طبعاً ، كل ما عرفته عنها كان تاجر الأسلحة الفرنسي وإبنته الخلابة

- Bana kızıyla karısının güvenliği için endişe ettiğini söyledi.
-لقد أخبرني أنه يخشى على سلامة زوجته وإبنته

Kızı da benden büyüktü.
وكان متزوج .. وإبنته كانت أكبر مني