Hayır, kendisi benim kızım ve bu iyi adamla evleniyor! | Open Subtitles | كلاّ، إنّها ابنتي وإنّها مقبلةٌ على زواج بهذا الرجل الرائع |
Gördüğüm kadarıyla baban patolojik bir yalancı ve tekrar işleri batırması an meselesi. | Open Subtitles | حسنٌ،من المظاهر كذب والدكِ واضح وإنّها مسألة وقت ، حتى يفشل من جديد |
Benim bildiğim ve hatırladığım şehir buydu... - ...ve tekrar öyle olabilir. | Open Subtitles | هذه هي المدينة التي أعهدها وأذكرها، وإنّها المدينة التي بوسعنا غدوُّها ثانيةً. |
...ve dünya, bir kadına seveceği çocuklar verip sonra da onları söküp alan bir cehennem. | Open Subtitles | وإنّها الجحيم بذاتها أن ترزق إمرأةٌ بأولاد تحبهم ويسلبون منها |
Ayrıca ilk kez bir pizzacıyı soydum, ve bunu seninle olmak için yaptım. | Open Subtitles | وإنّها المرّة الأولى التي تتـّم سرقتي في مطعم بيتزا لقد فعلت ذلك لكي أكون معك |
Sizin için sağlam ve iyi bir gemi inşa ettim. Yeterince cankurtaran sandalı var. | Open Subtitles | لقد بنيتُ لكِ سفينة جيّدة، قويّة ومُخلصة، وإنّها قارب النجاة الذي تحتاجيه. |
Gemi demirden yapıldı efendim. Sizi temin ederim batabilir ve batacak. | Open Subtitles | إنّها مصنوعة من الفولاذ يا سيّدي، أؤكّد لكَ أنّها آهلة للغرق، وإنّها لستغرق. |
ve büyük bir şey olduğu. Artık bu her neyse. | Open Subtitles | أنّها ستحصلُ قريباً، وإنّها كبيرة، أياً كانتَ |
Kraliçem, bugün olgunluğa erişen ve sizden daha güzel olan biri var. | Open Subtitles | مولاتي الملكة، اليوم بلغت إحداهن أوجها، وإنّها أجمل حتّى منكِ. |
Suç mahallinde çekilmiş ve resimde cam bir göz var. | Open Subtitles | انظروا لهذه الصورة. إنّها من مسرح الجريمة، وإنّها لعين زجاجيّة مكسورة. |
Eğer haklıysam, birisi bu lanet olası şeyi yapmayı cidden başardı ve şu anda bile bizi izliyor. | Open Subtitles | لقد فشلواْ جميعًا. لكن إن كنتُ محقـًّا، إذنْ فثمّة شخصٌ قد بنى الشّيء اللّعين حقـًّا، وإنّها تشاهدنا الآن. |
Annesi ölmüş, tek başına ve korkuyor. | Open Subtitles | انظر، أمّها قد فارقت الحياة وهي هناك لوحدها وإنّها خائفة |
Biz tasarladık ve hayatlar kurtarıyor. | Open Subtitles | حسناً، لقد بنيناها، وإنّها تُنقذ حيواتٍ. |
ve o çok küçüktü, "Vay canına, o çok tatlı." Avalanna ellerini kulaklarına koydu Daha sonra, "Sorun ne?" dedik. | Open Subtitles | وإنّها صغيرة جداً ولطيفة جداً كذلك. أفالنّا وضعت يدها على أذنيها، وكان جاستن يغنّى لها. |
ve ikimizin de çocuklarla geçirdiği vaktin daha fazlasını geçiriyor onlarla. | Open Subtitles | وإنّها تقضي مزيداً من الوقت معهما أكثر مما يقضي أي منّا معهما. |
Bu da onun asıl eserlerinden birisi. Pek çok fanatik koleksiyoncuyu peşine takmış az bilinen bir örnek. | Open Subtitles | هذه أصليّة من صنعه، وإنّها القطعة الأشهرة وجذبًا لجامعي التُحف. |
Kardeşim, 160 küsür yıllık kardeşim kız arkadaşımı çalmış. Kız arkadaşım da buna göz yummuş. | Open Subtitles | وأخي الذي ظلّ أخي طوال 160 عامًا، سرق خليلتي، وإنّها سمحت له بذلك. |
Hayat hakkında bir gerçek varsa o da adil olduğundan çok acımasız olduğudur. | Open Subtitles | ثمّة حقيقة راسخة بخصوص الحياة، ألا وإنّها دومًا تميل للقسوة عن العدل |
Şu anda bok sineği gibi tamamen sana yapışmasının iyi bir sebebi vardır. | Open Subtitles | إنّها الآن تجول حولك كالذباب حول القاذورات، وإنّها تملك دافعاً قويّاً لتفعل ذلك. |