Oyunda işimi bitirir bitirmez ev ödevlerine başlayacaklar. | Open Subtitles | سوف يبدأون في عمل واجباتهم فور الأنتهاء من تلقيني درساً. |
Onlara yemek pişirdim, ev ödevlerine yardım ettim. | Open Subtitles | اطبخ وجباتهم اساعدهم في واجباتهم |
Üç büyük monarşinin, kişisel işlerini görevlerinden ayıramadıkları için tamamen yok olmalarına şahit oldum. | Open Subtitles | لقد شهدت سقوط ثلاثة أنظمة ملكية بسبب فشل الملوك في فصل حياتهم الشخصية عن واجباتهم. |
Buna rağmen bu adamlar o topuzlarının yeniden çıkmasını beklemek için hastayız bahanesi uydurup görevlerinden kaçıyorlar. | Open Subtitles | ورغم ذلك هؤلاء الرجال يدعون المرض ويتجنبون واجباتهم بينما ينتظرون نمو شعرهم ! |
Diyelim ki, görevlerini savsakladılar yabancı kucaklara akıttılar hazinemizi. | Open Subtitles | .. لانهم يهملوا واجباتهم و يرموا بكنوزهم في احضان اجنبيات |
Mahallenin çocukları için okuldan sonra ödevleri için yardım almaya gittikleri bir yer. | TED | بالنسبة للأطفال في الحي، فهو مكان يقصدونه بعد المدرسة للحصول على مساعدة لحل واجباتهم. |
Şimdi Kaseti burda olanlar kalsın diğerleri ödevlerini yapmaya gitsin. | Open Subtitles | الذين بقت اشرطتهم يبقوا وأما الباقي يذهب لأداء واجباتهم المدرسية |
- Ve iyi yanı; çocuklar artık ödevlerine bakıp, dipnotlar ekleyebilir. | Open Subtitles | -الشيء الرائع هو الآن يمكن للتلاميذ قراءة واجباتهم و إضافة ملاحظات هامشية |
Kadınlar evleri ve çocuklarıyla ilgilenirken erkekler de görevlerini yerine getirmeli. | Open Subtitles | الرجال يجب أَن يؤدوا واجباتهم بينما النِساء سَيرعون بيوتهم وعائلتهم |
İş uğuruna tüm görevlerini bırakırlar. | Open Subtitles | يتهرّبون من واجباتهم بحجّة العمل |
Sınıf 10 hafta sürdü ve sonunda 160.000 öğrencinin yaklaşık yarısı haftada en az bir video izlemişti ve 20.000'in üstünde öğrenci 50 ile 100 saat arası zamanlarını ayırarak bütün ödevleri bitirmişti. | TED | الآن ، عمل الفصل الدراسي 10 أسابيع وفي النهاية ، حوالي نصف ال160000 طالب شاهدوا على الأقل فيديو واحد كل أسبوع وفوق ال20.000 أنهوا كل واجباتهم المنزلية منفذين 50 الى 100 ساعة |
Ve bu süreçte onların sadece mutlu olmasını istediğimizi söyleriz ama okuldan eve geldiklerinde çoğu zaman ilk sorduğumuz şey ödevleri ve aldığı notlar olur. | TED | وخلال هذه الطفولة المرسومة، نقول أننا نريد فقط أن يكونوا سعداء، ولكن عندما يأتون من المدرسة إلى البيت، فإن أول ما نسأل عنه غالبًا هو واجباتهم ودرجاتهم. |
Bu Afrikalı öğrenciler başkentteki havaalanında sokak lambalarının altında ödevlerini yapıyorlar çünkü evlerinde elektrik yok. | TED | هؤلاء الطلاب الأفارقة ينجزون واجباتهم المدرسية تحت انارة الشوارع في مطار العاصمة لأنهم لا يملكون الكهرباء في المنزل. |
Sadece onların ödevlerini yap, maaşını al ve kendini yazılarına ver. | Open Subtitles | أدي واجباتهم وخذي مستحقاتك وأنهي ماتريد أن تكتبي عنه |