"والاحترام" - Traduction Arabe en Turc

• ve saygıyı
• ve saygı
• ve saygının
• saygıda
• ve saygıya

Ama söz veriyorum, gelecekte hak ettiğin sevgiyi ve saygıyı sana göstereceğim.
واعدك في المستقبل ان اريك الحب والاحترام الذي تستحقه

Aile, sevgiyi ve saygıyı her daim göreceğiniz tek yerdir.
العائلة المكان الوحيد اين دائما تحصل على الحب والاحترام

Hayranlık ve saygı görmek, çaresizliğe ve değersizliğe... karşı bir korumadır.
ان تتلقى الاعجاب والاحترام انه حمايه ضد العجز ضد عدم الاهميه

Ona aynı ciddiyetle davran ve saygı göstermeye devam et.
أنْ تعاملها بنفس الوقار والنبل والاحترام الذي عاملتها به دائماً.

Ben, koşulsuz sevgi ve saygının sadece insan yaşamını kurtarmakla kalmayıp onu dönüştürebileceğinin de bir kanıtıyım.
انا دليل، الحب غير المشروط والاحترام ليس بأمكانه فقط أنقاذ حياة ولكن بأمكانه تغيير حياة

...yine de saygıda kusur etme.
ولكن يجب أن نعامل بعضنا البعض بالتقدير والاحترام

Ama gizli muhbirlik bir dedektifle güvene ve saygıya dayalı bir ticarettir.
لكن المخبر يتقاضى استناداَ على الثقة الطبيعية والاحترام مع ضابط قانوني محدد

Bulunduğunuz toplulukta bir sorununuz varsa bu ağacın altında şefler veya kabile üyeleriyle bir araya gelerek hem bu soruna çözüm bulmaya çalışıyor, hem de bireyler arasındaki güven ve saygıyı pekiştirmiş oluyorsunuz.
إن كان لديكم خلاف في المجتمع، فإن الالتقاء تحت شجرة اللغو مع رؤساء أو رجال القبائل سيعتبر كمحاولة سلمية لإيجاد الحل لهذا المشكل، وكذا لتعزيز الثقة والاحترام بين أفراد المجتمع.

Disiplin ve saygıyı öğrenmen gerek.
يجب أن تتعلم الانضباط والاحترام.

Biraz da olsa şefkat ve saygıyı hak ediyor.
وهي تستحق نوعاً من الشفقة والاحترام

- ve saygıyı. - Teşekkürler, Greg.
والاحترام - شكراً جزيلاً، جريج -

Naziklik ve saygı bir şirketin performansını artırmada kullanılabilir.
يمكن استخدام الدماثة والاحترام لتعزيز أداء المؤسسة.

Birinci fikir: Çalışanların mutlu olduğu organizasyonlarda iki şeyin var olduğunu görürsünüz; güven ve saygı.
الفكرة رقم واحد: في المنظمات حيث الموظفون فيها سعداء ما تجده هو توفر شيئين: الثقة والاحترام.

Bunun kendini empati ve saygı ile ifade ettiğini görüyoruz.
فاننا نرى بأن هذا الأداء بحد ذاته يقود إلى التعاطف والاحترام

Eğer beraber yaşamak istiyorsan, aramızda bir dialog ve saygı olmalı.
إذا كنت تريد أن تعيش معا, يجب أن يكون هناك حوار والاحترام.

Evli çiftlerin arasında olması gereken şey sevgi ve saygı.
نحن نحب والاحترام بعضها البعض أكثر من اللازم.

Benim için Ses İşitme Hareketi'nin başarıları empatinin, arkadaşlığın, adalet ve saygının yalnızca kelimelerden ibaret olmadığını, bunların kanaat ve inançlar olduğunu ve inançların dünyayı değiştirebileceğini hatırlatıyor.
بالنسبة لي، فإن إنجازات حركة سماعي الأصوات هي تذكير بأن التعاطف، الزمالة العدالة والاحترام هي أكثر من مجرد كلمات؛ فهي قناعات ومعتقدات وتلك المعتقدات يمكن أن تغيّر العالم.

saygıda kusur etmek istemem ama Kontes sadece, eserlerinizden kâr sağlamakla ilgileniyor.
مع كل الحب والاحترام... ... الكونتيسة مهتمة جداً في تحقيق ربح من عملك.

Güven ve saygıya dayalı ticaretimize hazır mısın?
هل جاهزة للمقايضة بالثقة العمياء والاحترام ؟