"والبيرة" - Traduction Arabe en Turc

    • ve bira
        
    • bira ve
        
    Coca-Cola ve bira reklamları, yaşlıların da gençler gibi Coca-Cola ve bira alıp içmelerine rağmen hep gülümseyen gençleri gösterir. TED إعلانات الكوكاكولا والبيرة تظهر شبانا مبتسمين، حتى وإن كان الكبار والصغار يشترون الكوكاكولا والبيرة.
    ...çünkü sabun ve bira kokar. Open Subtitles لأنه تنبعث منه رائحة الصابون الأسمر والبيرة..
    Oradaki adamlar da ona 5 dolar verip, kulüp binasından sigara ve bira almasını istiyorlar. Open Subtitles ويعطيه الناس خمسة دولارات ويطلبون منه أن يذهب ليحضر لهم السجائر والبيرة
    Ya da zencefilli bira ve kraker seviyorsan tükettiğin yiyecekler ki ben seviyorum. Open Subtitles أو طعام تأكله حينما تكون تحب البسكويت والزنجبيل والبيرة وأنا كذلك يا إلهي
    Binlerce yıldır şarap, bira ve yoğurt gibi ürünlerle başlayarak hücre kültürleriyle imalatlar yapıyoruz. TED الآن بالفعل قمنا بصناعة مستعمرات الخلية لآلاف السنين ، بدءاً بالمنتجات مثل النبيذ والبيرة والزبادي.
    Sizin babalarınız gibi beyaz ve şişko bir babanın oğlunu hiçbir zaman kulüp odasına sigara ve bira almaya göndermeyeceğini bilme kararlılığı ile. Open Subtitles على أنه ما من رجل أبيض بدين مثل والديكما على الأرجح سيتمكن من إرسال ابنه إلى النادى لشراء السجائر والبيرة
    Çarşamba basketbol ve bira gecesi. Yani, geç saatlere kadar evde olmayacağım. Open Subtitles يوم الأربعاء هو يوم كرة السلة والبيرة إذن فأنا لن أعود للبيت إلا متأخراً
    Afedersin. - Sana dondurma ve bira getirdim. - Teşekkürler. Open Subtitles ـ آسف ، أحضرت لك الآيسكريم والبيرة ـ شكراً
    Bizi domuz, ayakkabı ve bira karşılığında... ..tuhaf bir Amerikalıya sattılar. Open Subtitles إنهم يستبدلوننا بالخنازير, الأحذية والبيرة مع رجل أمريكي غريب الأطوار
    Soslu et, krema ve bira iri parçalar halinde sıcak, sulu, kanlı, yağlı domuz ve sığır eti. Open Subtitles واللحم والمرق والكريم والبيرة ولحم الخنزير واللحم البقري والدسم واللحم الأحمر الكبير المليء بالحرارة والرطب
    Sana hamburger ve bira ısmarlarsam susar mısın? Open Subtitles لو اشتريت لك الهمبرغر والبيرة هل ستتوقفين عن الكلام ؟
    Tatlıyı severler. O yüzden muz ve bira kullanıyorum. Open Subtitles إنّه يُحبّ الحلاوة، لذا فإنّي أستخدم الموز البني والبيرة.
    Kim bilir, belki hayatta seveceğin arabalar ve bira dışında yeni şeyler bulursun. Open Subtitles من يدري , قد تجد اشياء تعجبك في الحياة بخلاف السيارات والبيرة
    Tatliyi severler. O yüzden muz ve bira kullaniyorum. Open Subtitles إنّه يُحبّ الحلاوة، لذا فإنّي أستخدم الموز البني والبيرة.
    Daha samimi olur. Gözden uzak küçük bir yer. Hamburger ve bira var. Open Subtitles سنجعله بسيطًا، سنجلس بمكان صغير ونتناول البرغر والبيرة.
    Sosis ve bira, erkeklerin tüm ihtiyacı bu kadar, haksız mıyım? Open Subtitles السجق والبيرة هذا كل ما تتمنوه معشر الرجال أليس كذلك؟
    Evet, yalan söylemek, borçlu olmak ve bira içmek. Open Subtitles نعم، والكذب، وذلك بسبب المال، والبيرة.
    Pekala, arabanın her yerinde bira ve uyuşturucu bulundu. Open Subtitles حسنا ، هناك مخدرات والبيرة وكنت في جميع أنحاء السيارة
    Fast Food, bira ve kafayı bulmayı düşünüyorsunuz. Open Subtitles أنت تفكروت فى الوجبات السريعة والبيرة والجنس
    Bana bira ve fasulye verin, hepsini yola getireyim. Open Subtitles لنحضر بعض البازلاء, والبيرة وسيكون كل شيء واضح

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus