| ailen tatile çıkmış. | Open Subtitles | لقد ذهب والديكَ لقضاء الإجازة بعيداً عن هنا |
| ailen, vaktini boşa harcadığını düşünüyordu. Beyzbolu bıraktırıp, hayallerini yıktılar. | Open Subtitles | ظنّ والديكَ بأنكَ تهدر وقتك، لذا أرغماك على التوقف عن لعب كرة القاعدة، وسحقا حلمك |
| Duyduğuma göre ailen uyuşturucu satmaktan tamamen vazgeçmiş. | Open Subtitles | سمعتُ أن والديكَ تركوا بيع المخدرات إلى الأبد |
| Yoksa aileni çağırmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | ما لم تفعل ذلك، فسوف نستدعي والديكَ إلى هنا |
| Ben kendi aileme hiç kulak asmazdım. Nedense aniden, senin aileni dinlemek zorunda hissediyorum kendimi. | Open Subtitles | لم أصغي يوماً إلى والديّ فجأة أشعر بضرورة الإصغاء إلى والديكَ |
| Eninde sonunda tekrar ailenle konuşmak zorundasın. | Open Subtitles | لا بدّ أن تكلّم والديكَ في النهاية |
| Hiçbir şeyin beni durdurmasına izin vermeyeceğim senin ailenin bile. | Open Subtitles | ،لم أود أنْ ادع أيّ شىء يوقفني ناهيكَ عن والديكَ |
| ailen senin kötü bir mide mi ne öyle bir şeyin olduğunu söylememişler miydi? | Open Subtitles | ألم يقولوا والديكَ أن لديكَ معدة ضعيفة أو ما شابه؟ |
| Senin ailen ise kendilerini kurtarmak için ailenden birini öldürdüler. | Open Subtitles | والديكَ يقتلون العائلة لكي .يعتنوا بأنفسهم |
| Sen ve kurt ailen yakın mısınız ? | Open Subtitles | و هل أنتَ و والديكَ الذئاب مقربون؟ |
| ailen şehir dışında falan mıydı? | Open Subtitles | هل والديكَ خارج المدينة أم ماذا ؟ |
| ailen gitti tabii, şimdi bana yakın olabilirsin. Bu ne anlama geliyor? | Open Subtitles | -أوه, قد ذهب والديكَ ، أظنّ أن بإمكانكَ الإقتراب الآن. |
| Odaya girmeme ailen izin verdi. | Open Subtitles | والديكَ قالوا لا مانع من تواجدي هنا |
| Odaya girmeme ailen izin verdi. | Open Subtitles | والديكَ قالوا لا مانع من تواجدي هنا |
| aileni bilgilendirmek benim görevim ama sanırım önce senin konuşman daha uygun olacak. | Open Subtitles | من واجبي أن أبلغ والديكَ... لكني أفضل أن تبلغهم أنت بنفسك أولاً |
| aileni de geri getireceğim. | Open Subtitles | و سأعيد والديكَ إلى الحياة أيضاً |
| aileni düşün! | Open Subtitles | فكّر في والديكَ |
| Seni ailenle konuşurken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُكَ تتحدّثُ إلى والديكَ سابقاً |
| Biliyorum ailenin senin için geleceği söylendi. Ama gelmiyorlar. | Open Subtitles | أعرف أنهم قالوا لكَ أن والديكَ قادمان من أجلك |
| Bu, ailenin sana bıraktığı hediye. | Open Subtitles | هذه الهبة التي تركها لكَ والديكَ |